Etiket arşivi: batı müziği

Fazıl Say

Fazıl Say

1970 yılında Ankara’da doğan Fazıl Say, Ankara Devlet Konservatuvarı’nda piyano ve bestecilik eğitimi gördü.

17 yaşında, Düsseldorf’taki Robert Schumann Enstitüsü’nde ünlü piyanist ve pedagog David Levine ile beş yıl çalışmasını sağlayacak olan DAAD bursunu kazandı.

1992-1995 yılları arasındaki öğrenimini Berlin Konservatuvarı’nda sürdürdü. 1994 yılında “Genç Konser Sanatçıları Uluslararası Seçmeler Ödülü” nü kazanmasının ardından uluslararası kariyerinde hızlı bir yükselişe geçti.

Bugüne değin, Amsterdam Concertgebouw, Berlin Philharmonie, Vienna Musikverein, Tokyo Suntory Hall, New York Carnegie Hall ve Avery Fisher Hall gibi prestijli salonlarda; New York, İsrail, Baltimore, St.Petersburg ve BBC filarmoni orkestraları, Fransız Ulusal Orkestrası, Amsterdam Kraliyet Concertgebouw Orkestrası gibi dünyaca ünlü topluluklar eşliğinde çalan Say; Lucerne, Ruhr, Rheingau, Salzburg, Verbier, Montpellier ve Bonn Beethoven festivallerinde defalarca sahneye çıktı.

2004 yılında kemancı Maksim Vengerov ile 2006 yılında Akiko Suwanai ile Avrupa, ABD ve Asya turnelerine çıkan Say’ın son yıllardaki oda müziği partneri, ünlü Moldovalı kemancı Patricia Kopaçinskaya’dır.

Caz tutkusuyla da bilinen Fazıl Say, Türk Ney virtüözü Kudsi Ergüner ile “Worldjazz” adlı bir dörtlü oluşturdu. Klasik müzik ve caz müziği dışında, popüler müzik ve halk müziği alanlarında da birçok ünlü isimle sahne almıştır.

Fazıl Say, çok iyi bir piyanist olmasının yanında aynı zamanda da çok iyi bir bestecidir. Besteleri tüm dünyada büyük yankı uyandırmaktadır.

Piyano ve keman için yazdığı konçertoları, çeşitli Oratoryoları (Nazım, Metin Altıok Ağıtı, Truva v.b), senfonileri, ve çeşitli adaptasyonları bulunmaktadır.

Besteleri tüm dünyada dinlenilen ve dünyaca ünlü orkestralar tarafından seslendirilen Fazıl Say, ülkemiz adına gurur kaynağı bir sanatçıdır. Uzun zaman yurt dışında yaşamış olmasına rağmen ülke ve vatan sevgisi ağır basmış ve İstanbul’da dönmüş ve burada yaşamaya devam etmektedir.

Piyanist Ece Dağıstanlı ile evli olan Fazıl Say’ın, Kumru adında bir de kızı vardır.

Y

Y

 

Yamaha- Japonya’nın piyano, gitar ve çeşitli elektronik çalgılar da yapan sanayi kuruluşu. 

Yankı- Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses. Eko. 

Yarım Ton- Bir tonun yarı değeri. Aynı adı taşımayan (diatonik) ya da aynı adı taşıyan (Kromatik) iki nota aralığı. 

Yay- Keman, viyola, viyolonsel, kemençe tambur, kontrbas vd. çalgıların tellerine sürtüldüğünde titreşim yoluyla ses elde edilmesini sağlayan parçaları. Arşe. Kılları at kuyruğundan yapılır. 

Yedili- Yedi çalgı için yazılmış müzik parçası. / Diatonik gamın yedinci derecesi. 

Yeni Klasik- Klasik dönemden esinlenen çağdaş müzik türü.

*

 

Z

Z

 

 

Zaman- 1) Ölçü Bölümü. Bir müzik parçasının ölçü bölümü vurularak (tempo) sayılır. 2) Sözlü ya da sözsüz, Türk müziği yapıtlarında, ara kararın verildiği ikinci bölüm.

Zart- Hafif, yumuşak seste.

Zeit- Zaman . Zeitmass- Tempo  Zeitmesser- Zaman ölçer, metronom.

Zelosamente- Acele ederek, çaba göstererek.

Zigeunermusik- Çigan, çingene müziği.

Zoppa- Aksak, Macar halk müziği ritmi.

*

M

M

 

 

M- Bazı müzik terimlerinin kısaltması. (mf- mezzo forte, mp- mezzo piano) gibi.

Maestoso- Görkemli tempoda.  Allegro maestoso – hızlı fakat görkemli.

Maestro- 1) Üstad., Büyük besteci. 2) orkestra yöneticisi.

Maestro Di Capella-  Kral, prens, papa, kardinal gibi devlet ve din adamlarının müzik yönetmeni.

Magnificat- Kilise müziği.

Main Droite- Sağ el. Kısa yazılışı: m.d.

Main Gauche- Sol el. Kısa yazılışı: m.g.

Maitrise- Metriz- Çocukların kilise korosu için yetiştirildikleri okul.

Majeur- Majör.

Majör- Sözcük anlamı “Daha büyük” . Bir makam, akor ya da bir aralığın oluşma biçimi.

Makam- Türk Müziğinde bir dizinin işleniş biçimine verilen ad. Batı Müziğinde ise belirli aralıklar dizisi.

Malaguena- 3/4’lük ölçüde hızlı bir İspanyol halk dansı.

Malinconico- Hüzün verici.

Mancante- Sesi gittikçe kısarak.

Mantoniyer- kemancıların çenelerine dayadıkları parça.

Mano- Sol el kısa yazılışı .

Marakas- Sapından tutup sallandıkça ses çıkartan, Latin Amerika müziğinin ritim aracı.

Marcato- Çalarken ya da söylerken notaların vurgulanarak, tane tane belirtilerek sese çevirilmesi.

Marcia- Marş.

Martellato- Çekiçle vuru gibi. Piyanoda tuşlara kuvvetle dokunarak gerçekleştirilen bir çalma biçimi. Kemanda yayı tellere vurarak çalınır.

Marziale- Savaşçı gibi.

Mazurka- Polonya’nın Mazurya yöresinden çıkarak bütün Avrupa’ya yayılan, halk dansı. Chopin piyano için yazdığı mazurkalarla en güzel örneklerini vermiştir.

Medium- Pest ile tiz arasında kalan ses genişliği.

Mediyant- Diatonik gamın üçüncü derecesi.

Melodi- Ezgi.

Meloman- Kendisi müzikçi olmadığı halde, aşırı müzik seve. müzik delisi.

Melope- Bir sanat yapıtını oluşturan melodi öğelerinin tümü.

Meloterapi- Müzikle tedavi, müzikten yararlanarak hastalıkları iyileştirme yöntemi.

Meno- Azaltarak, daha az.

Menuet- Mönüe- Üç zamanlı eski bir Fransız dansı.

Mesto- Üzgün.

Mesure- Mezür, Ölçü.

Metot- Yöntem. Çalgı ya da ses eğitiminde kullanılan çalışma kitapları.

Metronom- Bir müzik parçasının hızını belirleyen aygıt. Largo, Allegro, moderato gibi hız terimlerinin hangi sürede çalınacağını belirtir.

Mezzo- Yarım. Mezzo Forte- Orta Kuvvette gibi.

Mezzo Soprano- Soprano ile alto arası kadın sesi.

Mi- Nota adı. Almanlar ve İngilizler E harfi ile gösterir.

Minör- 1) Bir makam, akor ya da gamın oluşma biçimi.

Misterioso- Gizemli.

Misurato- Ölçülü.

Mobile- Oynak, hareketli.

Mode- Mod, Makam.

Moderato- Orta hızda. Allegro Moderato- Çok hızlı değil.

Modülasyon- Bir tondan başka bir tona geçiş.

Moll- Minör.

Molto- Çok.

Monodi- Çalgı eşliğinde ya da eşliksiz tek sesle söylenen şarkı.

Monodram- Tek şarkıcı için yazılmış opera.

Monofoni- Elektro akustik.

Monoton- Tek düze, hep aynı tonda.

Morando- İzleyerek, biraz geriden.

Mordan- Genellikle klavsen müziğinde kullanılan süsleme.

Morendo- Sesin sönme derecesine gelinceye  kadar  hafifleyeceğini belirtir.

Mormorando- Mırıldanır gibi.

Mosso- Coşkulu, canlı. hareketli.

Motet- Çalgı eşliğinde ya da eşliksiz söylenen, dinsel ya da dinsel olmayan çok sesli müzik parçası.

Mottegiando- şakacı, alaycı.

Moto- Canlı, hareketli.

Moto Precedente- Önceki hızda.

Moto Primo- İlk hız gibi.

Mouvement- Hareket. Müzik yapıtlarının kendi içlerinde bir bütün olan fakat yapıtı bütünleyen bölümleri .

Munter- Coşkulu.

Müzikoloji- Müzik Bilimi.

Müzikomani- Aşırı, delicesine müzik düşkünlüğü.

Müzikoterapi- Hastalıkların iyileştirilmesinde müzikten yararlanılma yolları.

*

 

 

K

K

 

 

K- Mozart’ın yapıtlarını yeniden sıralayan ve numaralandıran Ludwig von Köchel, daha önceki sıralama ile karışmaması için, opus yerine, kendi soyadının ilk harfi olan K’yi kullandı.

Kabare- Müzik sahne gösterilerinin de yer aldığı, içkili eğlence yeri.

Kadans- 1) Bir müzik cümlesinin bitimi. / 2) Solo ses ya da çalgı için yazılmış bir müzik yapıtında sanatçının içinden geldiği gibi çaldığı, söylediği, ya da bestecinin bu izlenimi verecek biçimde yazdığı bölüm. 3) Bir konçertoda solist sanatçının ustalığını ortaya koyabilmesine elverişli bölüm.

Kakofoni- Armoni kurallarına göre, uyumsuz nota bileşimleri. Kulağa hoş gelmeyen seslerin birbiri ardına yinelenmesi.

Kalak- Genellikle bakır üfleme çalgılarda, borunun giderek genişleyen, huni biçimindeki ucu.

Kalamaika- Balkan ülkelerinde oynanan, iki zamanlı halk dansı.

Kammermusik- Oda Müziği.

Kampana- Çan.

Kanon- Bir müzik parçasında, iki ya da daha çok sesin, belirli aralıklarla ve birbirini taklit ederek oluşturdukları bütün.

Kantat ya da KANTATA- Ses için yazılmış parça. Çalgı müziğinde sonat’ın karşılığıdır.

Kanto- 1) Şarkı, ezgi, ses. 2) Konser müziğinde en yüksek bölüm. 3) Orkestra müziğinde ana temayı çalacak sazın partisine konulan işaret. 4) Sözlü müzikte, sesin gireceği yer.

Kantor- 1) Kilise korosunda ilahi söyleyen şarkıcı. 2) Katolik ve protestan kiliselerinde, ayinleri yöneten müzikçi.

Kapellmeister- Orkestra yöneticisi.

Kent- Diatonik gamda beşli aralık. Ör. Do-Sol.

Kirshengesang- Kilise şarkısı.

Klagend- Acı çekerek, ağlayıp inleyerek.

Klangfarbe- Renk Tonu.

Klavikord- Epinet, klavsen, ve piyano gibi çalgıların atası.

Klavye- Piyano, org, klavsen gibi çalgılarda ses düzeneğini çalıştıran tuş sıralarının bütünü.

Koda- Kuyruk, bitiş, son. 1) Kanon’un sonunda yer alan bağımsız  bölüm. 2) Füg’de “konu” sona erdiğinde “yanıt” hemen girişini yapamadığı zaman, konuyu uzatan parça. 3) Senfoni, sonat vb. yapıtlarda bölüm sonları. 4) Bale’de pas de deux’den sonra gelen 3. bölüm. 5) Bale’de final bölümü.

Koma- İki ses arasındaki kulağın ayırt edebileceği en küçük aralık.

Kompozisyon- Besteleme.

Kompozitör- Besteci.

Konçertante- Sayıca çok solo çalgı, solo ses ya da orkestra grubu için yazılmış; icrası üstün beceri ve virtüözlük gerektiren müzik parçaları.

Konçertino- Konçertodan içerik ve üslup bakımından daha hafif, süre bakımından daha kısa müzik yapıtı.

Konçerto- Orkestra eşliğinde, bir çalgı için yazılmış ve genellikle üç bölümden oluşan müzik yapıtı.

Kontrakanto- Bir müzik parçası içinde asıl ezgiye ikinci derecede bir ezgiyle yanıt vermek.

Kontralto- 1) En kalın kadın sesi. kısaca alto denir. 2) Bu ses için yazılmış parçayı seslendiren kadın sanatçı. 3) Viyoladan daha büyük kalın sesli bir müzik aleti. 4) Bazı çalgıların adıyla birlikte kullanıldığında o çalgının ses genişliğini belirten terim. Ör. Alto Saksafon.

Kontratempo- Kontrtan. Usul vuruşlarında hafif zamanda başlayıp, kuvvetli zamana kadar uzamayan ses.

Kontrpuan- Bestecilikte, akorlara dayalı armoninin yerine, zaman beraberliğinden yararlanarak birçok ezgiyi üst üstte getirme tekniği. Bir anlamda ezgiye ezgiyle yanıt verme sanatı.

Koral- Bir ya da dört ses için yazılan, ağırbaşlı dinsel şarkı.

Korus- Caz müziğinde ana tema. İçten geldiği gibi çalışlarda bu tema üzerinden çeşitlemeler yapılır.

Kromatik- Yarım tonlardan oluşan ses dizisi.

Kuartet- Dörtlü.

*

 

H

H

 

 

Germen müzik yazısında Si notası. Günümüzde sadece Almanlar kullanır. Si Bemol’ü B harfiyle yazarlar.

Habanera- 19.yy’da Avrupa’da yaygınlaşan, nereden doğduğu bilinmeyen bir halk dansı.

Hafif- Batı müziğindeki piano’nun karşılığı, hafif. Gürlük derecesi zayıf, vuruş ya da ses.

Hafif Müzik- Sanat değeri önde gelmeyen, eğlendirici nitelikteki müzik. (pop müziği gibi)

Hafif Zaman- Ölçü içindeki kuvvetli olmayan zaman.

Hammerklavier- Piyanonun eski adı. İlk çekiçli piyanolara verilen ad.

Hane- Türk Müziğinde bölümlere verilen ad.

Harmonia- Armoni. Uyum.

Harmonica- Armonika. Mızıka.

Harmonium- Armonyum. Orgun küçüğü. Piyano biçiminde körüklü bir çalgı.

H-Dur- Si majör.

Hemi- Yarım, yarı.

Hemiolion- Beş zamanlı ölçü.

Heptakord- 1) Majör ya da Minör dizi, Gam. 2) Yedi telli. (Çalgı)

Heses- Si çift bemol.

Heterofoni- Günümüzdeki anlamı, uyumsuz seslerden oluşturulan istif.

Hexakord- Majör ya da minör, altı diatonik dereceden oluşan dizi, gam.

Hirtenmassig- Çoban Müziği.

His- Si diyez.

Hisis- Si Çift diyez.

H-Moll- Si Minör.

Hochzeit-Marsch- Düğün Marşı.

Homofon- Sesdeş.

Horn- Korno.

Hot- 1925-1930 yılları arasında yaygınlaşan bir caz türüne yakıştırılan ad.

Humoresque- Çalgılar için yazılan parçalarda canlı, coşkulu bölüm.

Hymne- İlahi.

*

 

 

 

F

F

 

 

Fa notası.

Facile- Kolay, Kolaylıkla.

Fado- Gitar ve Akordeon eşliği ile söylenen Portekiz Halk Şarkısı.

Falsetto- Kadınsı erkek sesi, Kafa sesi, Erkek şarkıcıların zorlanarak çıkarttıkları ince ses.

Falso- Bir parça çalınır ya da söylenirken yapılan nota yanlışları.

Fancy- İngiltere’de 16. ve 17. yy’da kullanılarn fantezi anlamına gelen terim.

Fandango- Üç zamanlı oldukça hareketli, İspanyol Halk Dansı.

Fantezi- Biçim ve anlam bakımdan bağımsız eserler.

Fastoso- Gösterişli, görkemli.

F-Dur- Fa Majör.

Fermamente- Kesinlikle.

Fermata- Duraklı nota.

Feroce- Öfkeli.

Fiero- Gururlu.

Fieterlich- Gösterişli, debdebeli.

Filarmoni- 1) Güçlü müzik sevgisi. 2) Müzik konserleri derneği.

Filarmonik- 1) Müziksever. 2) Müzikseverlerin kurdukları dernek ya da konser dernekleri.

Fin- Son, Bir yapıtın bittiğini belirtir. Fine. Bitiş.

Finalis- Sonuncu.

Fis- Fa Diyez.

Flügel- Kuyruklu piyano.

Focoso- İhtiraslı, ateşli, heyecanlı.

Folk Müziği- Sosyal içerikli mesajları, toplumsal eylemleri, ırk ayrımına ve savaşa karşıt görüşleri, düşünceleri dile getiren, bunları halk müziği formları içinde, şarkı yolu ile kitlelere ileten müzik türü.

Fon Müziği- Bir film ya da sahne oynanırken çalınan müziktir.

Fondamento- Temel ses.

Fonomimi- Solfej derslerinde öğretmenlerin, seslerin perde yükseliş ve alçalışlarını el işaretleriyle öğrencilere belletmesi.

Fonotograf- Seslerin titreşimini saptayan aygıt.

Form- Bir müzik yapıtını oluşturan yapı, biçim. şekil.

Forte- Güçlü, Nota ve partisyonlarda güçlü icra edilecek bölümler f ya da F işaretiyle gösterilir.

Forte Possibile- Olduğunca güçlü.

Fortepiano- Bir müzik parçasının önce güçlü sonra birden hafif çalınacağını belirtir.

Forza- Güç, kuvvet. Forzare- Güçlendirmek.

Forzando- Güçlendirerek, gürleştirerek.

Fragman- Parça, bir müzik yapıtının bir bölümü.

Freddo- Soğuk, donuk. Freddamente- Soğukça.

Free jazz- Serbest caz.

Fresco- canlı, taze.

Fretta- Çabuk . Kemanda kıvrak yay tekniği.

Funébre- Kederli, yaslı. March Funébre- Cenaze marşı, matem havası.

Fuoco- Ateş. Con Fuoco- Ateşli.

Furioso- Öfkeli, hiddetli.

Furore- Öfke, hiddet.

Füg- Bir besteleme türü. İki, Üç, Dört ya da daha çok sesli yazılır. Genellikle üç bölümden oluşur.

 

*

 

 

 

A

A

  1. “La” sesi
  2.  Perde değiştiren (transpoze) çalgıların üzerindeki işaret.
  3.  ALTO’ nun kısa yazılışı.

Abbassamento Di Mano – Piyano gibi tuşlu çalgıların “Çapraz El” ile (ör. sağ elin, sol elin üzerinden atlayarak) çalınacağını belirten işaret. Kısa Yazılışı: abb.

Abbassamento Di Voce  – Şan’ da, sesi alçaltarak.

Abbassando – Sesi alçaltarak, kısarak.

Abdal – Gezginci davulcu.

Abréviations ( Abreviasyon) – Kısaltma. 1-) Tekrarlanan notaların veya sözcüklerin kısa yazılışı. ör. Forte “f” 2-) Nota yazımında, birbirinin aynı olan notaları tekrarlamak amacıyla yapılan kısaltma.

Absolute  – Yalın müzik.

Abstossen – (Staccatto) – Notaları tek tek belirgin çalmak.

A Cappella – 1-) Çalgı eşliği olmadan, sadece ses için yazılmış müzik, 2-) Kilise Müziği

Accarezzevole – Okşayıcı biçimde.

Acceleranda – Hızlandırarak.

Acceleratamente – Hızlı olarak.

Accelerare – Hızlandır.

Accelerato – Hızlandırılmış.

Accent – Aksan/ Vurgu

Accentato – Etkili, Vurgulu, Belirgin biçimde.

Acciaccato – Kabaca, sertçe

Accord – Akor

Acem – Türk Müziği Makamlarından biri. 2-) Türk Müziğinde ince Fa notasına verilen isim.

Adagietto – Adagio’dan biraz daha yavaş tempo.

Adagio – 1-) Andante’den daha yavaş, Largo’dan daha hızlı bir tempo. 2-) Senfoni ya da sonat  gibi yapıtların ağır bölümü. (2.bölüm)

Adagississimo – Adagio’dan daha yavaş tempo.

Adaptation – Uyarlama.

Addolcendo- Git gide yumuşatarak.

Addolorato- Hüzünlü, Kederli.

Adirato- Çok Öfkeli.

Ad Libitum- Belirli bir tempoya bağlı olmadan serbest çalmak.

A-Dur – La Majör.

Affettato– Heyecanla (affetti)

Affetto – Aşırı istek, tutkulu

Affettuoso- Sevgi dolu.

Affrettando- Coşkulu bir biçimde hızlandırarak.

Agevole- Hafif, kolay, rahat bir canlılıkla.

Aggradevole- Hoş,Zevkli.

Agitato- Heyecanlı, hareketli.

Aigu- Yüksek, tiz, ince sesler.

Akor- İki ya da daha çok sesin birbiriyle uyumlu şekilde aynı anda seslendirilmesi veya çalınması. Seslerin birleşmesi armanoniyi sağlar.

Akort- Bir çalgıyı doğru ses vermesi için ayarlama. Müzik aygıtlarının seslerini düzenlemek.

Al Fine- Sonuna kadar.

Allargando- Git gide yavaşlayarak. RİTARDANTO ile aynı anlamdadır. Hız Yavaşlar fakat sesin gürlüğü artar.

ALLEGRAMENTE- Coşkulu, parlak, fakat ölçülü akıcılıkta.

ALLEGRETTO- Çabukça, Allegro ile Andante arası bir hız.

ALLEGREZZA- Coşkulu.

ALLEGRİSSİMO- Allegro’dan daha canlı, coşkulu.

ALLEGRO- 1) Hızlı, Çabuk, Coşkulu 2) Konçerto, Sonat, Opera gibi eserlerin hızlı bölümü.

ALLEİN- Solo olarak.

ALLELUİA- Dinsel törenlerde söylenen İlahiler. (Allah’a Şükür)

ALLEMANDA- Alman köylülerinin ulusal dansı.

ALLENTADO- Yavaşlayış.

ALMACHLİCH- Yavaş, yavaş.

AL SOLİTO- Her zaman ki gibi, alışılmış şekilde.

ALTERATİON(Alterasyon)- Alterasyon=Değişim, Diyez, Bemol, Bekar, Çift bemol ve Çift diyez birer Alterasyon’dur.

ALTERNATİVO- Bir parçada, yinelenen bölümlerin nöbetleşe çalınacağını belirtir.

ALTILAMA- İkili bölünmeye göre yazılmış bir müzik parçasının geçici olarak, altı eşit parçaya bölünmesi. Bir BAĞ işareti ile notaların altılamayı oluşturduğu belirtilir ve notaların arasına 6 rakamı yazılır.

ALTMIŞDÖRTLÜK- Birlik notanın altmışdörtte birini oluşturan nota değeri.

Alto- Alçak gruptan kadın sesi. 2) Dört sesli korolarda 2. ve yüksek bölüm. 3) keman ailesinden ikinci saz viyolaya ve büğlü ile bariton arası sakshorn üflemeli çalgılara verilen ad. 

Allra Volta- Yeniden.

Amabile- Sevimli.

Amarevole- Kederli, acılı.

Ambitus- 1) Bir ezginin en kalın perdesi ile en ince perdesi arasındaki iniş, çıkışlar. 2) Makamın dışına çıkmadan, bir ezginin içinde dolaşılan alan. 

A-Moll- La minör.

Amorevole- Okşayıcı, tatlı.

Amoroso- Sevgiyle.

Anahtar- Porte çizgilerinin hangi sese ait olduğunu gösteren işaretler. Yazıldığı çizgiye kendi adının verir. Üç çeşit anahtar vardır. Sol, Fa ve Do anahtarı. 

Anakrus- Bir parçanın başında ölçü dışı kalmış nota. Eksik ölçü ya da açış ölçüsü de denir. 

Anarmoni- İsimleri farklı sesleri aynı notalar. Sesdeş. (ör. Do Diyez- Re Bemol)

Ancora-  Tekrar, yeniden, Bir daha. 

Andace- Atak.

Andamente- Sessizce.

Andante- Orta Hızda. Ölçülü bir yavaşlıkta. 

Andantemente- Andanteye benzer.

Andantino- 1) Andante’den biraz daha hızlı. 2)  Kısa Andante parçası.

Andantino Espressivo- Andantino’dan daha yavaş.

Anglaise- Anglez- 2/4, 3/4 ve 3/8 lik yazılan coşkulu, hareketli halk dansı. 

Angoscioso- Kederli, Hüzünlü.

Anima- Ruhsal. Duygusal.

Animato- Taze, diri, canlı. 

Antional- Aykırı tonda.

Apiacere- İstendiği gibi. 

Appasioanta- Beethoven’ ın op. 57 Appasionata Sonatı ‘nın başlığı iken, hırs ve istekle anlamına gelen müzik terimlerinin arasına girmiştir. 

Appenato- Yaslı, üzgün.

Appoggiatür- Çarpma notası. Asıl notadan küçük şekilde belirtilir. Kısaca çalınıp asıl notaya geçilir. 

Arabesk- 1) batı Müziği’nde Rondo’yu anımsatan, süsleme türü. Biçim olarak Arap müziği ile alakası yoktur. 2)  1970’li yıllarda Türk Müziği’ nde başlayan akım.

Aralık- 1)Portenin beş çizgi arasında kalan 4 boşluk. 2) İki nota arasındaki ses farkı. (ör. Do-mi üçlü aralık, Do-fa dörtlü aralık)

Aranjman- Düzenleme.

Ardito- Canlı, hareketli, çalışkan.

Arietta- Kısa küçük arya. 

Arioso- Belirli tempoda konuşur gibi söylenen opera parçaları. 

Armoni- Sesler arasındaki uyum . Üç ya da daha çok sesin bir araya gelişiyle oluşan melodik yapı. 2) Üflemeli ve vurmalı çalgılardan oluşan gruplar.

Armoni Mızıkası- Senfoni orkestrası büyüklüğündeki bando. 

Armonium- Körükle sağlanan havayla çalışan piyano büyüklüğünde org.

Armonize- Seslerin birbiriyle uyumlarının sağlanışı.

Arpej- Notaların birbiri ardına belirli aralıklarla çalınması. (ör. Do-mi-sol-do)

Arrangement- Aranjman- Bir parçanın anlam ve ana temasını içeriğini değiştirmeden yeniden düzenlenmesi. Uyarlama.

Arya- Tek ses için bestelenmiş, orkestra eşliğinde söylenen parça. Bazı bestecilerin sözsüz eserleri de vardır. (Bach’ın keman için Ariası)

Assai- çok fazla.

Atempo- Bir eserin içinde değişen temponun tekrar eski , ana temposuna dönülmesi.

Atonal- Ton’un belirgin olmayışı. 

Attaco- Atak. Bir eserin başlama hareketi, bölümler arası hızlı geçiş. 

Auhang- Koda, bitiş.

Ausdruck- Anlatım. 

Ausweichung- Ton değiştirme.

*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hamamizade İsmail DEDE EFENDİ (1778-1846)

Hamamizade İsmail DEDE EFENDİ (1778-1846)


Hamamizade İsmail Dede Efendi, 09 Ocak 1778‘de İstanbul’da doğdu. Babası Süleyman Ağa, Manastır’dan gelerek İstanbul’a yerleşmişti. Önce Şehzadebaşı’ndaki Acemoğlu Hamamı’nı, sonra da onu satarak Altımermer’de aldığı Çavuş Hamamı’nı çalıştırmıştı. Besteci bu nedenle “Hamamizade” takma adıyla anılır.

Dede Efendi, daha sekiz yaşındayken, okulda söylediği ilahilerle dikkati çekti. O zamanlar Şişko diye anılan Uncu Mehmet Efendi, müziğe ilgili kişiliği ile saz ve söz’de yetenekli kişileri korumayı çok severdi, ve küçük İsmail de dikkatini çekti ve Onunla ilgilendi. Oğlu ile aynı okulda İsmail’e baba sevgisi ile yaklaştı ve bağlandı. İlk müzik derslerini kendisi verdi, yetişmesi için çaba gösterdi.

On dört yaşında Yenikapı Mevlevihanesi’ne alınan sanatçı, dergahın Şeyhi, Ali Nutki Dede Efendi‘den dinsel müzik öğrendi. 1797’de “derviş” olmasına karar verildi. 1001 günlük çile döneminde yaptığı bestelerle, ünü Osmanlı Sarayı’na kadar ulaştı. “Zülfündedir benim bahtı siyahım” şarkısını Padişah III. Selim çok beğenmiş ve ödüllendirmişti.

Çile dönemini 1800’de tamamladı ve “dede” unvanını aldı. Yine III.Selim’in isteği ile sarayın Başmüezzinliğine getirildi. III. Selim’in öldürülüp yerine II. Mahmut’un geçmesiyle saraydaki göevinden uzak kaldı ama işler yoluna girmeye başladığında II. Mahmut Dede Efendi’yi saraydaki görevine geri çağırdı.

Aynı yıllarda Enderun‘da (Saray Okulu) Besteci Şakir Ağa’da görev yaptığından iki besteci arasında tatlı bir rekabet oluşmuştu. Padişaha hoş görünme isteğinden kaynaklanan bu çekişme sayesinde ortaya Klasik Türk Müziği’nin en güzel örnekleri çıktı.

26 Kasım 18846′da Hacı olmak için gittiği Mekke’de, koleraya yakalanarak hayatını kaybetti.

Şarkı, murabba, kar, semai, nakış, ağır semai ve ayini şerif olmak üzere, 150’ye yakın hemen her makam ve usuldeki besteleri, günümüzde de bütün tazeliğini korumakta, Türk Müziği’nin klasikleri olarak sayılmaktadır.

Şarkıları;

Sevdi gönlüm bir dilberi; Üftadenim ey bi vefa; Yine bir gülnihal, Sana layık mı ey gül ten; Küçücükken bir yar sevdim ezeli; Guş eyle gel bülbülleri; Nice bir aşkınla feryad edeyim; Aşık olalı sen yare gönül; Baharın zamanı geldi; Seyri gülşen edelim ey şivekar; Mah yüzüne aşıkım; Ey gonce dehen ahı seyreden hazer eyle; Ben müptela oldum sana; Ben seni sevdim seveli kaynayıp coştum;

Karları;

Gözümde daim hayali canan; Aşkı tüm nihali hayret amed; Suri şahi eyledi alamı tay; Ruyi tü camı tarab gülgun bad; Kasrı Cennet havzı, Kevser abı hay …

Ayinleri;

Saba mevlevi ayini; Neva mevlevi ayini; Bestenigar Mevlevi ayini; Saba Ayin-i Şerif; Ferahfeza Ayin-i Şerif