Etiket arşivi: besteciler

Robert Schumann (1810-1856)

ROBERT SCHUMANN (1810-1856)


Robert Schumann, 8 Haziran 1810'da Saksonya'da dünyaya geldi. Babası yayınevi sahibi bir kitapçıydı. Üç erkek, bir kız kardeşi vardı. Schumann dünyaya geldiği yıl babası, ağır bir sinir bunalımı geçirdi. Sahip olduğu tek kız kardeşi de genç yaşında akıl hastalığına yakalanarak vefat etti.

Schumann, çocukluk yıllarından itibaren müzik ve edebiyatla yakından ilgilendi. 8 yaşındayken, Johann Gottfried Kuntzsch'dan org dersleri almaya başladı. Öğrenim gördüğü lise düzeyindeki okulda, Piyano çalıyor, besteler yapıyor ve oyunlar yazıyordu.

Henüz 16 yaşındayken, babasını kaybetti. 1828'de çok başarılı bir şekilde liseyi bitirince, annesi Schumann'ı hukuk eğitimi görmesi için Leipzig'e gönderdi. Burada müzik profesörü Friedrich Wieckle'la karşılaştı ve hukuk okumayı bırakıp, Wieckle ile beraber piyano derslerine başladı.

Sevdiği besteciler arasında Bach ve Schubert vardı. İkisinin de eserlerini, yapıtlarını yakından takip ediyordu. Bestecilik eğitimi üzerine Orkestra yöneticisi olan Heinrich Dorn'dan yararlandı.

Schumann, geçim sıkıntıları yaşıyordu. O dönemlerde sıkıntılarından dolayı Piyano öğretmeninin evinde kalıyordu. Amacı, iyi bir piyano virtüozu olmak ve para kazanmaktı.

Parmaklarını güçlendirmek için bir aygıt icat etti. Fakat bu aygıt yüzünden bir parmağı sakatlandı ve virtüozluk hayalleri yıkılmış oldu.

Kendini besteciliğe adadı. Bir yandan da birkaç arkadaşı ve piyano öğretmeni ile çıkardıkları (1834) Neue Zeitschrift für Musik adlı dergide yazılar yazıyor ve yöneticilik yapıyordu. Yaklaşık 10 yıl kadar dergide yöneticilik yaptı.

O yıllar piyano öğretmeninin kızı Clara ile aralarında aşk serüveni yaşanmaya başladı. Clara Wieck , tam bir piyano virtüözü olarak yetiştiriliyordu. Schumann henüz para kazanan başarılı bir besteci olmadığı için Clara'nın babası evlenmelerine karşı çıktı. Ama Schumann pes etmeyip 5 yıl boyunca Clara ile evlenmek için mücadele etti ve sonunda 1840 yılının Eylül ayında evlenerek amacına ulaştı. 8 çocukları oldu.

Clara kendini kocasının yapıtlarını tüm dünyaya tanıtmaya adadı. Uzun turnelere çıktı. Bazı turnelere Schumann da eşlik etti. Pek çok ülke de Schumann'nın eserlerini başarıyla yorumladı.

Mendelssohn, 1843 yılında Leipzig'de yeni bir konservatuvar kurdu ve Schumann'a Piyano ve bestecilik öğretmenliği sağladı. Fakat Schumann'nın sinirleri bozulmaya, ruhsal bunalımlarına girmeye başlamıştı ve öğretmenlikte de pek başarılı olamadı.

Bir süre Dresden'de kaldı fakat burada da sinirsel ve ruhsal bunalımlarından kurtulamadı.

1850'de Bach Gesellschaft Vakfı'nın konserlerini yönetmeyi kabul ederek Düsseldorf'a gitti. Fakat sinirsel ve ruhsal sıkıntıları devam ediyor, bu bunalımlı dönemden  bir türlü kurtulamıyordu.

 

1854 yılında bir sabah kendini Ren Nehrine atarak intihara kalkıştı. Neyse ki balıkçılar tarafından kurtarıldı ve bir akıl hastanesine yatırıldı.

Son iki yılını zaman zaman gaipten sesler duyan yarı akıl hastası olarak, Endenich'teki bir hastanede, Dr. Richharz'ın gözetiminde yaşadı. 29 temmuz 1856 yılında orada öldü. Ölürken yanında Clara ve Brahms vardı.

Schumann kalıtsal hastalığı nedeni ile yaşadığı süre boyunca saplantılarından, bunalımlarından kurtulamadı. kendini hep başarısız bir piyanist, besteci ve orkestra yöneticisi olarak gördü. Sanki sadece başarılı ünlü bir virtüözün kocasıydı.

Oysaki ; Romantik yüzyılın en büyük ustalarından biriydi ama öyle olduğunu asla kabul edemedi.

    ROBERT SCHUMANN 'ın GENÇ MÜZİSYENLERE ÖĞÜTLERİ

Hamamizade İsmail DEDE EFENDİ (1778-1846)

Hamamizade İsmail DEDE EFENDİ (1778-1846)


Hamamizade İsmail Dede Efendi, 09 Ocak 1778‘de İstanbul’da doğdu. Babası Süleyman Ağa, Manastır’dan gelerek İstanbul’a yerleşmişti. Önce Şehzadebaşı’ndaki Acemoğlu Hamamı’nı, sonra da onu satarak Altımermer’de aldığı Çavuş Hamamı’nı çalıştırmıştı. Besteci bu nedenle “Hamamizade” takma adıyla anılır.

Dede Efendi, daha sekiz yaşındayken, okulda söylediği ilahilerle dikkati çekti. O zamanlar Şişko diye anılan Uncu Mehmet Efendi, müziğe ilgili kişiliği ile saz ve söz’de yetenekli kişileri korumayı çok severdi, ve küçük İsmail de dikkatini çekti ve Onunla ilgilendi. Oğlu ile aynı okulda İsmail’e baba sevgisi ile yaklaştı ve bağlandı. İlk müzik derslerini kendisi verdi, yetişmesi için çaba gösterdi.

On dört yaşında Yenikapı Mevlevihanesi’ne alınan sanatçı, dergahın Şeyhi, Ali Nutki Dede Efendi‘den dinsel müzik öğrendi. 1797’de “derviş” olmasına karar verildi. 1001 günlük çile döneminde yaptığı bestelerle, ünü Osmanlı Sarayı’na kadar ulaştı. “Zülfündedir benim bahtı siyahım” şarkısını Padişah III. Selim çok beğenmiş ve ödüllendirmişti.

Çile dönemini 1800’de tamamladı ve “dede” unvanını aldı. Yine III.Selim’in isteği ile sarayın Başmüezzinliğine getirildi. III. Selim’in öldürülüp yerine II. Mahmut’un geçmesiyle saraydaki göevinden uzak kaldı ama işler yoluna girmeye başladığında II. Mahmut Dede Efendi’yi saraydaki görevine geri çağırdı.

Aynı yıllarda Enderun‘da (Saray Okulu) Besteci Şakir Ağa’da görev yaptığından iki besteci arasında tatlı bir rekabet oluşmuştu. Padişaha hoş görünme isteğinden kaynaklanan bu çekişme sayesinde ortaya Klasik Türk Müziği’nin en güzel örnekleri çıktı.

26 Kasım 18846′da Hacı olmak için gittiği Mekke’de, koleraya yakalanarak hayatını kaybetti.

Şarkı, murabba, kar, semai, nakış, ağır semai ve ayini şerif olmak üzere, 150’ye yakın hemen her makam ve usuldeki besteleri, günümüzde de bütün tazeliğini korumakta, Türk Müziği’nin klasikleri olarak sayılmaktadır.

Şarkıları;

Sevdi gönlüm bir dilberi; Üftadenim ey bi vefa; Yine bir gülnihal, Sana layık mı ey gül ten; Küçücükken bir yar sevdim ezeli; Guş eyle gel bülbülleri; Nice bir aşkınla feryad edeyim; Aşık olalı sen yare gönül; Baharın zamanı geldi; Seyri gülşen edelim ey şivekar; Mah yüzüne aşıkım; Ey gonce dehen ahı seyreden hazer eyle; Ben müptela oldum sana; Ben seni sevdim seveli kaynayıp coştum;

Karları;

Gözümde daim hayali canan; Aşkı tüm nihali hayret amed; Suri şahi eyledi alamı tay; Ruyi tü camı tarab gülgun bad; Kasrı Cennet havzı, Kevser abı hay …

Ayinleri;

Saba mevlevi ayini; Neva mevlevi ayini; Bestenigar Mevlevi ayini; Saba Ayin-i Şerif; Ferahfeza Ayin-i Şerif


Frederic François CHOPIN

Frederic François CHOPIN (1810-1849)


Chopin, Polonyalı besteci ve piyano virtüözüdür. 1 Mart 1810’da Varşova yakınlarında doğdu. Babası Nicolas Chopin (1771-1884) Fransızdı ve Varşova’da lisede Fransızca öğretmenliği yapıyordu.

Chopin üstün yetenekli bir çocuktu. Henüz 8 yaşındayken besteleri yayımlanmaya başlamış, 9 yaşına geldiğinde ise ilk Halk Konserini vermişti.

İlk müzik derslerini Zwyny isimli bir Çek öğretmenden aldı. 1826’da Varşova Konservatuvarı’na gitti. Konservatuvardaki öğretmeni Joseph Elsner, Chopin’nin çok özel bir yetenek olduğunu düşünüyor, konservatuvardaki kurallı öğrenmelerle onu sınırlandırmak istemiyor, içindeki yaratıcı çalışmalarıyla kendi yolunda ilerlemesini istiyordu. Genç yaşında, daha 19 yaşındayken Polonya’ nın bir numaralı piyano virtüözü olmuştu.

1 Kasım 1830 yılında kendisini Avrupa’da daha iyi tanıtmak ve daha çok müzik çevresi tanımak adına “Öğrenim Gezisi” dediği yolcuğa çıkmak için Polonya’dan ayrıldı.

Münih, Viyana, Prag gibi şehirleri de kapsayan çok başarılı konserler verdiği gezisi 1 yıl sürdü. Savaş zamanıydı ve Ruslar Polonya’yı işgal etti. Chopin ülkesine dönmek yerine 1831’de Paris’ e yerleşti.

Paris’te aralarında Lizst‘in de bulunduğu pek çok ünlü müzisyen dotu vardı. Lizst, Chopin’i ünlü yazar George Sand ile tanıştırdı ve arkadaşlıkları kısa zamanda aşka dönüştü. Yaklaşık 10 yıl beraber yaşadılar.

1838 yılında verem hastalığına yakalandı ve o kışını Sand ile birlikte manastırda geçirdi ve burada prelütlerin büyük bir kısmını yazdı.

George Sand’ in çok hareketli bir hayatı vardı ve Chopin, 1847 yılında ilerleyen hastalığının da verdiği etkiyle Sand’le yollarını ayırdı ve tek başına yaşamaya başladı.

1848 yılına geldiğinde Paris’teki son konserini vermiş , İngiltere de konser dizisine çıkmıştı.

1849 yılında İngiltere’deki konser dizisinden döndüğünde hastalığı çok ağırlaşmıştı ve beste yapamaz, ders veremez hale gelmişti. Zaten aynı yıl da 16 Ekimde evinde hayatını kaybetti.