Etiket arşivi: çocuk

Sihirli İksir

 

Kış  aylarında çocuklar sık sık hasta olurlar.

Özellikle okul dönemine geçiş yapmış küçük çocuklar, ilk yıllarında çok sık hastalık geçirirler.

Okulun ilk dönemi neredeyse bir hafta okula gidip, bir hafta evde dinlenme şeklinde geçer.

Bu dönemlerde çocukların hijyen ve beslenmesine verilen önem kadar, bağışıklıklarını güçlendirici bir takım besin takviyelerine de önem verilmesi gerekir.

En doğal şekilde bitkilerden hazırlanan bir takım karışımlar çocukları hastalıklardan korur, iyileşmelerini de hızlandırır.

Bu karışımların en faydalı olanlardan biri de bal, limon, zencefil karışımıdır.

2 yaştan itibaren bir çay kaşığına bir kaç damla limon, isteğe göre toz ya da rende zencefil, bir kaç damla bal ve az miktar karabiber eklenip karıştırılıp, çocuğa verilir. Günde 2 ya da 3 kez verebileceğiniz bu karışım, hastalıklardan koruyucu olduğu gibi, var olan  grip, soğuk algınlığı, öksürük gibi hastalıklarına da iyi gelecektir.

3 yaştan itibaren bir ya da iki tatlı kaşığı verilebilir.

Ufak gibi görünse de çocuklarda görülen bir türlü geçmeyen burun akıntılarını, öksürükleri ihmal etmeden bir doktora danışıp, tedavi ettirmek en doğru yoldur.

Tuvalet Eğitimi

PİYANOMİST Ana Sayfa'ya DÖN

Tuvalet Eğitimi, çocuk yetiştirirken zorlanılan en büyük konulardan biridir. Halbuki her şeyin bir zamanı olduğunu, sabırla beklememiz gerektiğini ve çocukların zamanı gelince, tıpkı yürümek gibi bu olayı da doğal bir süreçte kendiliğinden halledecek olmalarını kendimize hatırlatırsak, ortada zorlanacak bir durum olmadığını da anlamış oluruz.

Öncelikle yapmanız gereken konuların başında çocuğu çok iyi gözlemlemek gelmelidir. İyi bir gözlem ve takiple çocuğun tuvalet eğitimine hazır olup olmadığı anlaşılmalıdır. Hazır olduğunu gösteren bazı hareketlerin başında;

  • Saklanarak kaka yapmak,
  • Sabah uyandığında bezinin kuru olması,
  • Alt giysilerini kendisi çıkartıp, oturmak,
  • Kaka ile çişi ayırt edebilmek,
  • 3-4 saate kadar bezinin kuru kalması, çiş yapma aralığının, süresinin uzaması
  • Altının ıslak olduğunu anlamak ve bu durumdan çocuğun rahatsız olması,
  • Bezini çıkartıp atmak, takılmasını istememesi gibi belirtiler gelebilir.

Bu belirtiler oluştuğunda artık tuvaletini, tuvalete yapabilir duruma gelmiştir denilebilir. Fakat anında bezi çıkartıp, tuvalete oturup yapması ve "çişim geldi" demesi beklenmemelidir. İlk başta dikkatini çekecek oturak veya klozet başlığı alıp ufak denemelerle başlayabilirsiniz. Çişinin veya kakasının geldiği zamanı tahmin edip, o anda oturtmak ve beklemek gerekir.  Çişini/kakasını yapması için teşvik edici sözler söyleyip, güler yüzle beklenmelidir. Bu konuyla ilgili şarkılar söylemek, çiş ve kaka yapmanın korkutucu bir şey olmadığını düşündürüp, eğlenceli hale getirebilir.

İlk başlarda her 15-20 dakikada bir oturtmakta fayda vardır. Daha sonra bu süreyi git gide uzatabilirsiniz. Oturup, beklediği halde yapmıyorsa çok zorlamadan, "Tamam o zaman çişin ya da kakan geldiğinde sen söyle, tekrar deneriz" gibi cümlelerle tuvaletten kaldırmalısınız. "Hadi yap, niye yapmıyorsun?, çabuk" gibi zorlayıcı, baskı uyandırıcı kelimeler ısrarla söylenmemelidir.

Yaz ayları tuvalet eğitimi için daha uygundur. Hem kıyafetleri ince olduğu için, değiştirmek kolay olacaktır hem de  titiz biriyseniz halıları ve başka kirlenebilecek eşyaları kaldırarak evi, tuvalet eğitimine daha uygun hale getirebilirsiniz. Dışarı çıkarken bezini takabilirsiniz. Dışarıdan eve geldiğinizde bezi hala kuru kalıyorsa artık dışarıda da külot giydirme zamanı gelmiştir.



Bazı anneler gece yatarken de bez takarlar. Bu duruma bilir kişilerin çoğu karşı çıkmaktadır. Geceleri bez bağlamanın süreci uzatacağını söylerler. Kendi deneyimimde geceleri bez takmanın daha faydalı sonuçlarını aldım 🙂 Gece alt ıslatıp, yatak örtüsü değiştirmek zorunda kalmadım. Çiş söylemede gecikme ve sıkıntı yaşamadık. Zaten her sabah uyandığında bezinin kuru olduğunu fark ettim ve bir süre sonra hiç takmadım. Geceleri çocuğu derin uykudayken uyandırıp, çiş yapmaya zorlamak bana uygun gelmediği için böyle yaptım. Ama siz  pedagogların yazdığı kitaplardaki önerileri deneyebilirsiniz. Yazıda da belirtiğim gibi her çocuğun gelişimi, karakteri farklıdır ve nasıl bir yol çizilmesi konusunu da en iyi anne ve babalar bilir.

Çişini bir kaç kez altına yapacaktır. Bu durumda kesinlikle kızılmamalıdır. Çünkü altına yaptığı zaman, ıslandığını, bu durumun rahatsızlık verdiğini, tuvalete oturması gerektiğini deneyimlemiş olacaktır.

Bazı durumlarda kaka yapmayı öğrenmek, çiş yapmaya göre daha zorlu olmaktadır. Çocuklar kaka yaparken, vücutlarından bir parçanın eksildiğini düşünebilirler. Ya da kakanın görüntüsü rahatsızlık verip, korkutabilir. Bu durumda da yine bu konuyla ilgili birlikte kitaplar okumak, şarkılar söylemek, anlayacağı şekilde konuşup anlatmak etkili olacaktır. Kaka eğitiminde çocuğun kabız ya da ishal olduğu zaman kesinlikle tercih edilmemelidir. İnatla kakasını yapmak istemeyen çocuklarda kabızlık problemi başlamakta ve tuvalet eğitimi kısır döngüye dönüşmektedir. Bu durumlarda da çocuğu serbest bırakmak, kabızlığını önleyici besinler vermek ve bir doktora başvurmak en doğrusu olacaktır.

Tuvalete oturma yaşı her çocuğa göre değişiklik göstermektedir. Bazı çocuklar 15-18 ay arası hazır gele gelmişken, bazıları 3-4 yaşa kadar uzayabilir. Bu durumda da telaşa kapılmamalı ve her çocuğun farklı olduğu ve zamanı gelince elbet yapacağı unutulmamalıdır.

Tuvalet eğitimi sırasında çocukların hazır olduğunu gözlemlemek kadar, yetişkinlerin de hazır olması çok önemlidir. Eğer stresli, zor bir dönem geçiriyorsanız, sinirleriniz bozuk, sabrınız yeteri kadar yoksa bu konu biraz ertelenmelidir.

Eğer yeni doğum yapmışsanız ve kardeş kıskançlığı gibi bazı konular yeni yaşanıyorsa,  boşanma, ölüm ya da  benzeri bazı üzücü konular gündemdeyse, kabızlık ya da ishal gibi hastalıklı bir hal varsa, yine acele etmeden tuvalet eğitimini daha uygun bir zamana bırakmak en doğrusu olacaktır.

Her çocuk zamanı gelince tuvalet eğitimini tamamlayacaktır. İki anahtar kelime çok önemlidir. Sabırlı Olmak ve Destek Olmak.

 

ÇOCUKLAR ve YEMEK

Çoğu annenin en zorlandığı konulardan biri olan "yemek" ; galiba hepimizin genel problemlerinden biri.

Yeter ki çocuğumuz yesin diye her öğün değişik değişik menüler sunmaya, onun damak tadına uygun yiyecekler hazırlamaya çalışmak; başa çıkılamaz bir hal almaya başlar. Kahvaltıdan akşam yemeğine kadar olan her öğün neredeyse bir kabusa dönüşür.

Bunun önüne geçmenin yollarından biri de çocuğunuza ayrı yemek yapmayı bırakmaktır.

Çocuklar özellikle 1 yaşından itibaren hemen hemen her şeyi yemeye başlarlar.

Kendinize hazırladığınız yemekleri, daha tuzsuz, salçasız, az yağlı, sebze ağırlıklı gibi çocuğunuzu da düşünerek hazırlamak, size zaman tasarrufunun yanında sağlıklı beslenmeyi de sağlar.

Eğer çocuğunuz yapılan yemeği beğenmediyse ve yemeği reddettiyse, alelacele gidip ona bir şeyler hazırlama yanlışına kapılmayın. Örneğin; akşam yemeğinde fasulye ve pilav yaptınız ve fasulyeyi yemek istemedi. O zaman sadece pilavını, yoğurdunu, salatasını gibi masada başka ne varsa yedirebilir ya da yemesini söyleyebilirsiniz. Fasulyeyi başka bir öğün yine önüne koyup yemesi için denemeler yapabilirsiniz. O öğün hatta o gün sebze yemedi diye bir kaybı olmayacak, ya da az yedi diye kilo vermeyecektir.

Hiç bir konuda yapılmaması gerektiği gibi yemek konusunda da çocukları zorlamamak gerekir. Sabırlı olmak anahtar kelimedir. Öğünlerin arasını açıp iyice acıkmasını sağlamak, önüne konulan bir yemeği yemediğinde tamam o zaman deyip önünden alıp başka bir alternatif sunmamak ve o öğünü atlamak yapılması gerekendir. Bizler vicdanımızla hareket edip "aman aç kaldı çocuk" diye üzülüp hemen gidip bir makarna yapıp yedirirsek, iyilik değil aslında kötülük yapmış oluruz. Çünkü her sefer sevmediği bir şey olduğunda bunu kullanacak, git gide sadece bir iki çeşit yemek yer durumuna gelecektir.

Bir yetişkin gibi çocuklar da açlığa belli bir süre dayanabilir. Bir akşam yemeğini yemedi ya da öğle yemeğini yemedi diye kilo vermez, hastalanmaz, tam tersi sonraki öğün yemeğinin tamamını yer. Denediği farklı tatlar yeteri kadar aç olduğu zaman daha lezzetli gelir. Belli zamanlarda bir öğün atlamaktan, biraz aç bırakmaktan korkmayın.

Çocuklar ebeveynlerini rol model alırlar. Sofrada da iyi bir gözlemleme yaparlar. Siz ne yerseniz, ne severseniz o da onları sevecektir. Bu yüzden yemek yeme alışkanlığı kazandırma aşamasında sizler de yediklerinize dikkat edin ve hep çocuğunuzla konuşun. Hangi yemek faydalı, hangi yiyeceklerde hangi vitaminler var, hangi yemek zararlı, hangi yemek boy uzatır,hangi besinler sağlıklı büyümesini sağlar, hangi sebzeler dişlerini güçlendirir, hangi meyveler daha hızlı koşmasını sağlar gibi çocuğunuzun dikkatini çekecek cümlelerle yiyecekleri daha ilgi çekici hale getirebilirsiniz.

Yaşı kaç olursa olsun sizi ilgiyle dinleyecek ve anlayacaktır.

Her öğün sofrada ailecek oturmaya özen göstermelisiniz. Çocuğunuzun önüne  onun dikkatini çekecek renkli, desenli tabaklarda yemekleri sunabilirsiniz. Eliyle ya da kaşık çatalla döke saça yemesine izin vermelisiniz. Yiyeceklerin dokusunu hissederek yemesi, yeni keşifler denemesi, yemek yemeği daha eğlenceli hale getirecektir. Eğer kendisi yerken az yediğini düşüyorsanız, elinde yiyecekler varken bir yandan da siz bir şeyler yedirebilirsiniz. Nasıl olsa belli bir süre sonra her şeyi yapabildiği gibi, yemek yemeği de öğrenecek ve sizin yedirmenize izin vermeyecektir.