Etiket arşivi: müzik terimleri sözlüğü

O

O

 

O- Yaylı çalgılarda sıfır rakamı karşılığına gelir ve açık telde çalınacağını belirtir.

Ob.- Obua’nın kısa yazılışı.

Od- Şarkı gibi söylenmek üzere yazılmış lirik şiirler. Bu şiirlerle söylenen şarkılar.

Oda Müziği- 18. yüzyıldan sonra, özel toplantılarda az sayıda çalgılar tarafından çalınmak üzere yazılmış müzik. Fransız sarayında başladı. Günümüzde, çeşitli çalgılar için yazılmış üçlü, dörtlü, beşli ve altılılar; bir ya da daha çok çalgı için bestelenmiş sonatlar, solo ya da eşlikli aryalar, küçük orkestralar için yazılmış her türlü parçalar oda müziği kapsamına girmektedir.

Oda Orkestrası- Oda müziği olarak yazılmış ya da bu amaçla yeniden düzenlenmiş yapıtları çalan topluluk. Genellikle yalnızca yaylı çalgılardan oluşan küçük orkestra.

Odeon- Ode: Şarkı’dan. Eski Yunansitan’da konser binası.

Ode-Symphonie- Od-Senfoni. Korolu senfoni anlamında. genellikle koral senfoni deyimi kullanılır.

Odeum- Konser Salonu.

Oeuvre- Yapıt, eser. Bir bestecinin sayılanmış yapıtı.

Ohne- Birçok müzik terimiyle birlikte kullanılan olumsuzluk eki. Ör. Ohne Eile- Acele etmeden.

Oktav- Sekiz sesli aralık.  Ör. Do – Do (sekiz ses üstündeki ya da altındaki )

Oktet- Sekiz çalgı ya da sekiz üyeli topluluk için yazılmış müzik parçası. Sekiz çalgıdan oluşan topluluk.

Oktol- Sekizleme.

Okuyucu- 1) Ses sanatçı. Şarkı ya da türkü söyleyen kimse. 2) Herhangi bir yöntemle (akustik ya da elektro akustik) kaydedilmiş sesleri (plak, bant, disk vs.) yeniden ses dönüştüren aygıt.

Ole- 3/8 ‘lik ölçüde, orta hızda bir İspanyol dansı. İspanyollara özgü coşku, övgü, sevinç, yüreklendirme ünlemi.

Omolog- 1) Dereceleri eşit, adları farklı sesler. Do diyez, Re bemol. 2) Ton farkları eşit orandaki sesler. Do-re ya da fa-sol gibi.

Onaltılık- Çift çengel işaretiyle belirtilen nota. Bir’lik notanın onaltıda biri değerinde olan, süresi sekizliğin yarısına eşit bulunan nota.

Onaltılık Es- Onaltılık nota değerinde susulacağını belirtir.

Onbeşli- Çift Oktav. İki nota arasındaki on beş derecelik aralık.

Onomatope- Ses müziğinde anlam aranmaksızın kullanılan ses ve heceler. Ör: Tral la la la …

Op. – Opus’un kısa yazılışı .

Opera- 1) Sözlerinin tümü ya da çoğu şarkıyla söylenen müzikli tiyatro yapıtı. 2) Bu yapıtı uygulayan sanatçı topluluğu. 3) Bu gibi yapıtların sahnelendiği yer, bina.

Opera-Bale – Dansın dramatik anlatımından daha geniş yer aldığı opera türü.

Opera Buffa- Güldürücü Opera.

Opera Sacra- Dinsel konulu opera.

Opera Semiseria- Yarı ciddi opera.

Opera Seria- Ciddi opera.

Operet- İçinde konuşmalı bölümlerin de yer aldığı, eğlenceli, hafif konulu sahne yapıtı.

Operist- Opera söyleyen şarkıcı.

Opus- Yapıt anlamındaki opera sözcüğünün çoğulu, yapıtlar. 17.Yüzyıldan bu yana ise, besteciler bestelerini yapış sırasına göre numaralandırılması için kullanılır.

Oratoryo- Solo sesler, koro ve orkestra için yazılmış, oyun öğesi bulunmayan, kutsal nitelikte müzik yapıtı.

Organetto- Taşınabilir, küçük org. Portatif.

Organoloji- Çalgıların tarihini konu edinen bilim dalı.

Organon-  Çalgı, alet. Org.

Organum- Diafoni de denir. Çok sesli müzikte kullanılan en eski armoni ve kontrpuan biçimi.

Org Noktası- Ölçüyü bir nota üstünde askıda bırakan ve duraklama süresinin isteğe göre uzayacağını belirten işaret.

Orkestra- 1) Yaylı ve üflemeli çalgılar topluluğu. 2) Eski Yunan tiyatrolarında, sahne ve seyirciler arasındaki çember biçiminde koro yeri. 3) Kimi tiyatroların birinci karında sahne ya da perdeye en yakın koltuklara verilen ad.

Ornamento- Süsleme

Ossia- Zor bir müzik cümlesinin yorumcusunun kolayına nasıl gelirse öyle çalabileceğini belirtmek, ona seçenek yaratmak için kullanılır.

Ostinato- Sürekli.

Ottava- Oktav.

Ouvert- Uver. Açık, net.

*

P

P

 

P.- Bazı müzik terimlerinin kısa yazılışı. P.- Pedal, p- piano, poco,  pp- piano piano.

Padovana- İtalya’nın Padova kentinden çıktığı ya da bu kentte yaygınlaştığı sanılan eski bir dans. Pavan adlı dansla aynı özellikleri taşır.

Pandili- Orta oyununda çalınan tef.

Parafoni- Eski Yunan müziğinde beşli ve dörtlü aralığın uyumu.

Parça- 1) Bir müzik yapıtından alınmış tam bir bölüm. 2) Bir bütün olarak ele alınan her türlü sanat yapıtı.

Parlando- ses müziğinde hızlı ve konuşur gibi söylemek.

Parodi- Yalnız çalgılar için yazılmış bir müzik yapıtına söz uyarlamak. Şarkı ya da benzeri bir yapıtın sözlerini değiştirmek.

Parol- Şarkı sözü, güfte.

Parti- Bir müzik yapıtında armoniyi oluşturan ezgilerin her biri. Orkestra için yazılmış parçalarda çalgılara ait notalar. Ör. Keman partisi.

Partimento- Bestecilik çalışmalarında Bas’ların rakamlarla belirtilmesi. Ör. 5 rakamı beşli akoru gösterir.

Partisyon- Bir orkestra ya da koro yapıtında, seslere ve çalgılara ait bütün partilerin belli bir sıraya göre yazılı olduğu nota defteri, nota kitabı.

Partita- 1) Klavye için yazılmış bir çeşit çeşitleme. 2) Bir biri ardına çalınan dans parçaları. 3) Halk müziği ya da dinsel müzik teması üzerine yazılmış çeşitlemeler. 4) Tek çalgı için yazılmış oda sonatı ya da süit. (Bach’ın klavsen için 6 partita’sı)

Pasaj- Bir müzik yapıtından alınan bölüm, parça.

Passamezzo- İtalya’da yaygınlaşan, iki zamanlı, orta hızda bir dans.

Passionata- Aşırı istek. İhtiras.

Pasticcio- Bilinen fakat unutulmaya yüz tutan müzik yapıtının bir bölümünü ya da tümünü yeniden işlemek.

Pastoral- 1) Madrigal’e seçenek olarak kullanılan müzik terimi. Çoğunlukla efsaneleri konu alan müzikli oyun. 2) Konusunu kırsal yaşamdan alan yapıtlar.

Patetik- Görkemli, muhteşem. Orkestra müziğinde , vurguları doruk noktasında değerlendiren, sert, güçlü bir anlatım biçimi.

Pause- Poz. Orkestradaki tüm çalgıların susup beklemesi.

Paventoso- Korkunç, dehşet verici biçimde.

Pentachium- Beş bölümden oluşan müzik yapıtı.

Pentakord- Beş diatonik tondan oluşan akor.

Pentaton- Beş dereceli. İçinde yarım tonlar bulunmayan beş perdeli gam.

Perde-1) Ses derecesi. 2) Telli çalgılarda sapların üzerindeki sesleri belirleyen bölümler. 3) Pistonsuz üflemeli çalgılarda ses düzeneğinin çalışmasıyla açılıp kapanan kapakçıklar.

Perdendo- Gittikçe yavaşlayarak, ağırlaştırarak.

Perpetuo- Aralıksız, kesintisiz.

Pesante- Ağırbaşlı, ciddi.

Pest- Kalın.

Petit- Küçük.

Peu- Az. Peu a peu : Azar azar.

Pezzo- Parça. Çoğulu: Pezzi.

Phonascus- Şan Öğretmeni. Koro yöneticisi.

Phrase- Cümle.

Piacevole- Hoş, haz verecek, hoşa gidecek biçimde.

Pianartist- Çalışı kolaylaştırmak için piyanoya eklenen düzenek.

Pianente- Yumuşak çalış ya da söyleyiş.

Piangendo- Ağlar gibi . (ses müziğinde)

Pianino- Küçük , duvar piyanosu.

Pianissimo- Çok yavaş sesle.

Pianiste- Piyanist. Piyano çalan kimse.

Piano- Piyano. Hafif sesle, sesleri yavaşlatarak, yumuşatarak. Bu biçimde icra edilecek parça ya da bölüm. Kısa yazılışı: p.

Pianoforte- Piyano.

Pietoso- Acıma duyarak, merhametli, sevecen ses tonuyla.

Piu- Daha. Birçok müzik terimiyle birlikte kullanılır. Ör. Piu Mosso – Daha çabuk.

Pizzicato- Yaylı çalgılarda, yay tutan elin telleri çekerek çalması.

Placido- Soğukkanlı, telaşsız.

Pochettino- Çok az.

Poco- Az, biraz.

Polifoni- Kontrpuan kurallarına uygun biçimde  çok sesli müzik türü.

Politonalite- Çok tonluluk.

Polka- 2/4 lük ölçüde Polonya halk dansı ve bu dansın müziği.

Polonez- 3/4 lük ölçüde Polonya dansı.

Pomposo- Gösterişli, heybetli, görkemli.

Portamento- Ses ya da çalgı müziğinde notadan notaya kesintisiz geçmek. Kaydırmak.

Porte- Dizek. Üzerine notaların yazıldığı, 5 yatay çizgi ve 4 aralıktan oluşan çizgiler.

Possibile- Olabildiğince, mümkün olduğu kadar.

Postlüt- Ses ya da çalgı için yazılmış bir müzik parçasında yapıtın özetlendiği, genel çizgileriyle yorumlandığı sonuç bölümü.

Potpuri- Sevilen müzik yapıtlarından alınan bölümlerin birbirine eklenmesiyle oluşturulan karma müzik parçası. Bir tür müzik derlemesi.

Pozisyon- Parmakların, çalgılar üzerindeki yerleri , perde konumları.

pp. – Piano piano’nun (çok hafif) kısa yazılışı .

Precipitato- Acele ederek.

Precisione- Kesin, açık, net.

Preghiera- Dua, yakarış.

Prelüt- Giriş, başlangıç müziği.

Preparasyon- Hazırlık. Müzikçilerin dinleyci ya da izleyici karşısına çıkmadan önce geçirdikleri çalışma dönemi.

Pressando- Çabuklaştırarak.

Presto- Çok hızlı tempoyla. Bu tempoda çalınması gerek müzik parçası.

Prima- Her şeyden önde gelen. İlk.

Profan Müzik- Dinsel olmayan müzik.

Program- izlence. Konser ve benzeri müzikli gösterilerin ayrıntılarını saptayan, ve bunları tanıtmak amacını güden basılı kağıt.

Proposta- Füg’de ana tema.

Prova- Deneme, çalışma. Konsere çıkmadan önce yapılan ön çalışma.

Prozodi- Sözlü bir müzik yapıtında, sözcüklerin kuvvetli ve zayıf heceleriyle, ölçünün kuvvetli ve zayıf zamanları arasındaki uygunluk.

Prömiyer- Yeni oynanmaya başlayan sahne yapıtlarının ilk temsili.

Psallette- Korolarda yer alan çocukların öğrenim gördükleri okul.

Psalmodia- Mezmurları okuma biçimi.

Punta D’arco- Yayın ucuyla.

Puntato- Noktalama.

*

 

 

S

S

 

S.- Bazı müzik terimlerinin kısa yazılışı. (Ör. S.-Soprano, solo)

Saltando- Yaylı çalgılarda, yayı teller üzerinde sıçratarak çalma tekniği. (sautille)

Samba- Brezilya halk dansı ve bu dansın müziği.

Sang- Şarkı. Sanger- Şarkıcı.

Sarabanda- 3/2 lik, 3/4 lük ölçülerde yavaş hareketli bir İspanyol dansı.

Sartarella- Tarantellayı andıran 6/8 lik bir dans.

Scala- Gam.

Scemando- Azalarak.

Schalkhaft- Alaycı, şakacı.

Scharf- Tiz.

Scherzo- Canlı, parlak, neşeli biçimde. Müzik parçalarının bu biçimde çalınan bölümleri.

Schietto- Yalın, sade.

Schleifen- Akıcı.

Schnell- Hızlı, çabuk.

Scintillante- Parlak seste.

Sciolto- Yaylı çalgılarda, sanatçının yayı geniş hareketlerle ve serbestçe kullanması.

Scivolando- Kayarcasına.

Score- Partisyon.

Scorrevole- Bir müzik yapıtının yorumunda akıcı.

Scrittura- Yazılı.

Sdegno- Kızarak, sinirlenerek, öfkelenerek.

Seans- Konser, sinema  tiyatro gibi sanat dallarında yapılan gösterilerden her biri.

Secco- Yalın, sade, süslemesiz.

Seconda- İkinci.

Segno- İşaret, im. Partisyonlarda, tekrarlanacak bölümün başlangıç noktasını belirten işaret.

Segue- Ara vermeden, durmadan.

Semi- Yarı.

Semplice- Yalın, sade.

Sempre- Hep daima.

Senfoni- Sonat biçiminde orkestra yapıtı.

Senfoni Orkestrası- Senfonileri çalacak biçimde düzenlenmiş, üflemeli, telli, yaylı ve vurma çalgılardan oluşan büyük orkestra.

Senfonik- Senfoniyle ilgili. Senfoniye dayanan.

Senkop- Bir ölçünün son zamanının, bir sonraki ölçünün ilk zamanına bağlanışı.

Sensibile- Duygulu.

Senza- Birçok müzik terimiyle kullanılır. Olumsuzluk belirtir.

Septetto- Yedi bölümlü, yedi ses ya da yedi çalgı için yazılmış yapıt.

Serenat- Sesli olarak söylenen ya da müzik aracıyla çalınan serbest biçimli müzik parçası. , Daha çok gece, açık havada sevgi duyulan biri için bir müzik aracıyla verilen küçük konser.

Sereno- Çalgı müziğinde Dingin, sakin.

Seria- Ağırbaşlı, ciddi.

Sestetto- Altılı. Altılı ses ya da çalgı için yazılmış yapıt.

Sesto- Altılı aralık.

Sforzando- Sesin gücünü arttırarak.

Sforzato- Güçlendirilmiş.

Sgambato- Yorgun, bitkin halde.

Si- Do majör gam’ın yedinci perdesi.

Simile- Aynı biçimde, benzeri.

Sinfonietta- Küçük orkestra için yazılmış, senfoniden daha kısa parçalar.

Sinistra- Klavyeli çalgılarda, sol elle çalınacağını belirten terim.

Slargando- Gittikçe ağırlaşarak.

Smanioso- Aşırı öfkeyle .

Sminuendo- Azaltarak, eksilterek. (çalgı müziğinde)

Smorando- Hafifleyerek.

Smorfioso- Üzgün, kederli gibi.

Smorzando- Gücünü azaltarak.

Soavemente- Tatlılıkla, yumuşaklıkla.

Soggetto- Konu, tema, motif.

Sognando- Düşünceye dalarak, düşleyerek.

Sol- Do majör gamın beşinci notası.

Solemnis- Görkemli.

Solfej- Notaları ritimlerini ve selerini vererek yapılan ses çalışması.

Solleciando- özen göstererek, dikkat ederek.

Solo- Yalnız, tek başına.

Somma- En büyük, en yüksek.

Sonabile- Ses veren, sesi olan.

Sonat- Bir ya da iki çalgı için yazılmış üç ya da dört bölümden oluşan müzik yapıtı.

Sonatin- Kısa, küçük sonat.

Sone- Lirik şiirlerden bestelenen küçük şarkı.

Sonometre- Tellerin titreşimini karşılaştırmaya sesin şiddetini ölçmeye yarayan aygıt.

Soprano-  Kadın ya da erkek çocuklarda en ince ses. , Bu sese sahip olan sanatçı, Bir çalgı ailesi içinde sesi en ince olanı.

Sordo- Donuk.

Sortita- Giriş aryası.

Sospirando- İç çekerek, inleyerek.

Sostenendo- Güçlendirerek.

Sotto- Altta aşağıda. Piyanoda çapraz el kullanırken hangi elin alttan geçeceğini belirtir.

Spartire- Bilinen bir müzik yapıtının notalarını yeniden yazmak, temize çekmek.

Spezzato- Bölünmüş, ayrılmış.

Spianato- Düz sesle, iniş, çıkışsız.

Spiccato- Bir müzik parçasında, notaların, birbirine bağlanmadan, ayrı ayrı (kopuk kopuk) çalınacağını, belirten terim. Legato karşıtı.

Spieloper- İçinde konuşmaların da yer aldığı hafif eğlendirici opera türü.

Spiritoso- Coşkulu, şakacı.

Staccato- Notaların birbirinden ayrı, tek tek çalınacağını belirten terim.

Stil- Biçem, üslup, tarz.

Still- Rahat, dingin.

Stinguendo- Gittikçe hafifleyerek, sönerek.

Straccicalando- Seste çocuklaşarak.

Straccinato- Tempoda ağırlaşarak.

Strascicando- Durdu duracak kadar yavaşlamak.

Streich- Yay çekmek.

Strepito- Gürültülü biçimde.

Stringendo- Hızlandırarak.

Strumento- Müzik aleti.

Suave- Hoş, sevimli, tatlı.

Subito- Birdenbire. hemen.

Süsleme- Bir ezginin anlatımını güçlendirmek, kulağa daha etkili gelemsini sağlamak amacıyla eklenen notalar.

Svelto- Çabuk, ivedi.

Sving- Canlı ve ağır ritim dalgalanmalarından oluşan caz müziği ritmi.

*

 

 

U

U

 

u.c- Piyanoda, tek telde çalınacağını (surdin kullanarak) belirleyen “una corda” teriminin kısa yazılışı.

Ukulele- Güney Pasifik adalarının, gitarı andıran, telli yerel çalgısı.

Ultima- Sonuncu. Ultima Volta- Son kez.

Umore- Güldürü, Mizah.

Un Poco- Biraz.

Una corda- Tek tel. Piyanoda ses kısılarak ( genelde orta pedal) kullanılarak çalınacak.

Unison- Ses birliği .

Uomo- Erkek, Erkek ses sanatçısı. Müzikli sahne yapıtlarında, baş rolü oynayan erkek oyuncu.

Ut- Doğal gamın ilk sesi DO.

Ut Supra- Yukarıdan, önceden.

Uvertür- Açılış, giriş müziği.

Uyarlama- Bir çalgı ya da çalgılar topluluğu için yazılmış bir müzik yapıtını, başka çalgı ya da çalgılar topluluğu için yazmak eylemi. Adapte etmek.

Uyum- Armoni.

*

Ü

Ü

 

Übung- Çalışma.

Üçgen- Çelik çubuktan yapılma, eşkenar üçgen biçiminde vurmalı çalgı. Triangel.

Üçleme- 1) Aynı ritimde ve iki zamanlı üç notadan oluşan grup. 2) Konuları birbirini izleyen üç yapıttan oluşan dizi.

Üçlü- Üç bölümden oluşan müzik yapıtı. Üç ses ya da üç çalgı için yazılmış müzik yapıtı ve bu müzik yapıtlarını seslendiren müzik grubu.

İki tonluk ve Bir buçuk tonluk armonik ya da melodik aralık.

Üçlü Zaman- 3/8, 3/4, 3/2 gibi basit, ya da 9/8 gibi bileşik ölçü.

Üslup- Bir çağa, bir sanatçıya ya da bir ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem.

*

V

V

V- Bazı müzik terimlerinin kısa yazılışı. ( Ör. Violin- V,)

Vacillando- Dalgalı, titrek. (seste)

Valore- Değer, kıymet. Bir notanın zaman bakımından değeri.

Vals- 1) Üç zamanlı dans. 2) Bu dansın müziği. 3) Yalnız çalgılar için (dans edilmeyen) yazılmış beste türü.

Varsoviana- 3/4’lük ölçüde yavaş tempolu bir Polonya dansı.

Varyasyon- Çeşitleme.

Veemente- Kuruntulu, kaygılı.

Velocemente- Atik, çevik.

Venusto- Gönül çelici, güzel, çekici.

Versetto- org için yazılmış kısa yapıt.

Versetzung- Aktarım, transpozisyon.

Vibrato- Seslerin dalgalı izlenimi verecek şekilde çıkarılması. Yaylı ve telli çalgılarda, anlatım gücünü arttırmak için, teller üzerindeki elin bilekten salınımıyla sağlanır. Üflemeli çalgılarda, ses dudaklarla dalgalandırılır.

Vide- Boş, açık. Boş telde, açık telde çalınacağını belirtir. Partisyonlarda sıfır rakamı ile gösterilir.

Vif- Canlı, hareketli.

Vigorosamente- Kuvvetli biçimde. Sert, şiddetli.

Villanella- İtalya’da 15. ve 16. yüzyıllarda, Napoli ağızı ile söylenen, çok sesli kır şarkıları.

Violento- Şiddetli, hırslı.

Violon- Viyolon, keman.

Virtüöz- Herhangi bir müzik aletini büyük ustalıkla çalabilen sanatçı.

Vista- Görüş, bakış. A prima vista – İlk görüşte, ilk bakışta.

Vite- Çabuk, Hızlı. Vitement- Çabucak.

Vivace- Canlı. (allegrodan daha canlı)

Vivo- Atik, canlı. Vivace ile eş anlamda.

Voce- Ses. Mezza Voce- Yarım ses. Sotto Voce- Hafif ses.

Vokal- Sesle ilgili.

Vokaliz- Bir müzik parçasını, sözlerini ve notalarını okumadan, bir ya da birkaç heceyle söyleme sanatı.

Volante- Notaları, birbiri ardına tatlı bir tonlamayla ve uçarcasına seslendirmek.

Volta- Kez, kere, defa. Prima volta- İlk kez Una volta- Bir kez.

Volubilmente- Kolaylıkla.

Vom- Den, ile , üzerinde. Vom Anfang- Baştan, başladığı yerden. Vom Blatte- Sayfa başından.

Vuoto- Açık telde.

Vurgu- Konuşma ve okumada olduğu gibi, sözlü müzikte de, bir hece ya da sözcüğün diğerlerinden daha belirgin söylenmesi. Anlatım gücünü arttırma.

*

Y

Y

 

Yamaha- Japonya’nın piyano, gitar ve çeşitli elektronik çalgılar da yapan sanayi kuruluşu. 

Yankı- Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses. Eko. 

Yarım Ton- Bir tonun yarı değeri. Aynı adı taşımayan (diatonik) ya da aynı adı taşıyan (Kromatik) iki nota aralığı. 

Yay- Keman, viyola, viyolonsel, kemençe tambur, kontrbas vd. çalgıların tellerine sürtüldüğünde titreşim yoluyla ses elde edilmesini sağlayan parçaları. Arşe. Kılları at kuyruğundan yapılır. 

Yedili- Yedi çalgı için yazılmış müzik parçası. / Diatonik gamın yedinci derecesi. 

Yeni Klasik- Klasik dönemden esinlenen çağdaş müzik türü.

*

 

Z

Z

 

 

Zaman- 1) Ölçü Bölümü. Bir müzik parçasının ölçü bölümü vurularak (tempo) sayılır. 2) Sözlü ya da sözsüz, Türk müziği yapıtlarında, ara kararın verildiği ikinci bölüm.

Zart- Hafif, yumuşak seste.

Zeit- Zaman . Zeitmass- Tempo  Zeitmesser- Zaman ölçer, metronom.

Zelosamente- Acele ederek, çaba göstererek.

Zigeunermusik- Çigan, çingene müziği.

Zoppa- Aksak, Macar halk müziği ritmi.

*

M

M

 

 

M- Bazı müzik terimlerinin kısaltması. (mf- mezzo forte, mp- mezzo piano) gibi.

Maestoso- Görkemli tempoda.  Allegro maestoso – hızlı fakat görkemli.

Maestro- 1) Üstad., Büyük besteci. 2) orkestra yöneticisi.

Maestro Di Capella-  Kral, prens, papa, kardinal gibi devlet ve din adamlarının müzik yönetmeni.

Magnificat- Kilise müziği.

Main Droite- Sağ el. Kısa yazılışı: m.d.

Main Gauche- Sol el. Kısa yazılışı: m.g.

Maitrise- Metriz- Çocukların kilise korosu için yetiştirildikleri okul.

Majeur- Majör.

Majör- Sözcük anlamı “Daha büyük” . Bir makam, akor ya da bir aralığın oluşma biçimi.

Makam- Türk Müziğinde bir dizinin işleniş biçimine verilen ad. Batı Müziğinde ise belirli aralıklar dizisi.

Malaguena- 3/4’lük ölçüde hızlı bir İspanyol halk dansı.

Malinconico- Hüzün verici.

Mancante- Sesi gittikçe kısarak.

Mantoniyer- kemancıların çenelerine dayadıkları parça.

Mano- Sol el kısa yazılışı .

Marakas- Sapından tutup sallandıkça ses çıkartan, Latin Amerika müziğinin ritim aracı.

Marcato- Çalarken ya da söylerken notaların vurgulanarak, tane tane belirtilerek sese çevirilmesi.

Marcia- Marş.

Martellato- Çekiçle vuru gibi. Piyanoda tuşlara kuvvetle dokunarak gerçekleştirilen bir çalma biçimi. Kemanda yayı tellere vurarak çalınır.

Marziale- Savaşçı gibi.

Mazurka- Polonya’nın Mazurya yöresinden çıkarak bütün Avrupa’ya yayılan, halk dansı. Chopin piyano için yazdığı mazurkalarla en güzel örneklerini vermiştir.

Medium- Pest ile tiz arasında kalan ses genişliği.

Mediyant- Diatonik gamın üçüncü derecesi.

Melodi- Ezgi.

Meloman- Kendisi müzikçi olmadığı halde, aşırı müzik seve. müzik delisi.

Melope- Bir sanat yapıtını oluşturan melodi öğelerinin tümü.

Meloterapi- Müzikle tedavi, müzikten yararlanarak hastalıkları iyileştirme yöntemi.

Meno- Azaltarak, daha az.

Menuet- Mönüe- Üç zamanlı eski bir Fransız dansı.

Mesto- Üzgün.

Mesure- Mezür, Ölçü.

Metot- Yöntem. Çalgı ya da ses eğitiminde kullanılan çalışma kitapları.

Metronom- Bir müzik parçasının hızını belirleyen aygıt. Largo, Allegro, moderato gibi hız terimlerinin hangi sürede çalınacağını belirtir.

Mezzo- Yarım. Mezzo Forte- Orta Kuvvette gibi.

Mezzo Soprano- Soprano ile alto arası kadın sesi.

Mi- Nota adı. Almanlar ve İngilizler E harfi ile gösterir.

Minör- 1) Bir makam, akor ya da gamın oluşma biçimi.

Misterioso- Gizemli.

Misurato- Ölçülü.

Mobile- Oynak, hareketli.

Mode- Mod, Makam.

Moderato- Orta hızda. Allegro Moderato- Çok hızlı değil.

Modülasyon- Bir tondan başka bir tona geçiş.

Moll- Minör.

Molto- Çok.

Monodi- Çalgı eşliğinde ya da eşliksiz tek sesle söylenen şarkı.

Monodram- Tek şarkıcı için yazılmış opera.

Monofoni- Elektro akustik.

Monoton- Tek düze, hep aynı tonda.

Morando- İzleyerek, biraz geriden.

Mordan- Genellikle klavsen müziğinde kullanılan süsleme.

Morendo- Sesin sönme derecesine gelinceye  kadar  hafifleyeceğini belirtir.

Mormorando- Mırıldanır gibi.

Mosso- Coşkulu, canlı. hareketli.

Motet- Çalgı eşliğinde ya da eşliksiz söylenen, dinsel ya da dinsel olmayan çok sesli müzik parçası.

Mottegiando- şakacı, alaycı.

Moto- Canlı, hareketli.

Moto Precedente- Önceki hızda.

Moto Primo- İlk hız gibi.

Mouvement- Hareket. Müzik yapıtlarının kendi içlerinde bir bütün olan fakat yapıtı bütünleyen bölümleri .

Munter- Coşkulu.

Müzikoloji- Müzik Bilimi.

Müzikomani- Aşırı, delicesine müzik düşkünlüğü.

Müzikoterapi- Hastalıkların iyileştirilmesinde müzikten yararlanılma yolları.

*