Etiket arşivi: nil karabacak

Mükemmel Anne

Mükemmel olmak istediğimiz konu, annelik mi? yoksa mükemmel çocuk yetiştirmek mi? Her ikisi de aynı şey gibi gözükse de aslında değildir.

Mükemmel olmak isteyen annenin evi her zaman tertemiz, düzenli olur, ev işleri hiç aksamaz, her öğün yemeği taze olur, her işini planlı, disiplinli halleder. Kendi görünümü kusursuzdur, her daim bakımlıdır. Mükemmel annenin ailesi, kayın validesi, eşi her zaman onu över, beğenir, takdir eder. Evine çat kapı gelen misafirler, arkadaşlar her zaman iltifat ederler, kendisine imrenirler. Bütün bunlar mükemmel anneyi çok mutlu ve memnun eder. Burada asıl ana konu çocuk değil, annenin kendi egosunu tatmin etme, çevresine karşı mükemmel gözükme ve takdir edilme ihtiyacıdır.

Tabi ki burada demek istediğim, mükemmel çocuk yetiştirmek isteyen annelerin bakımsız, düzensiz, pis olmaları gerektiği değildir. Ama çoğu anne, maalesef çevresine mükemmel olabildiğini ispatlamak uğruna, çocuğu ikinci plana itecek kadar abartılı davranmaya başlamıştır. Bunun en büyük sebeplerinden birinin de Sosyal medya olduğunu düşünüyorum. Gerçek olamayacak kadar mükemmel fotoğraflar, bakımlı güzel bloger anneler, mükemmel görünen uykusunu almış, yemek yemeği seven mutlu çocuk fotoğrafları, bu tarz davranışları günümüzde yaygınlaştırmaya başlamıştır. Sosyal medyanın dışında sosyal çevrenin de baskısı bunlara yol açmaktadır. Eşe, eşinin ailesine, kendi ailesine, çevresine mükemmel gözükme isteği, aslında kişinin  bir takım duygusal ve psikolojik  eksikliklerinden kaynaklanmaktadır. Öz güveni tam, asıl kendi bilincinde mükemmele ulaşabilmiş bir kadın, bu tarz hareketler yapmaya ihtiyaç duymamaktadır.

Mükemmel olmak isteyen anneler,  mükemmel gözükebilmek uğruna çocuklarına yanlış davranışlarda bulunabilmektedir. Birinci konu, ev işlerini ve kendi bakımlarını eksiksiz yapabilmek uğruna çocukları ile geçirebilecekleri kaliteli zamanı bu işlere harcayarak heba etmeleridir. Özellikle yeni doğandan,  3 yaşa kadar olan oyun çağında, gelişimlerinin en önemli döneminde olan çocukların, anneleriyle geçirdikleri her dakika, her an, her zaman çok değerlidir.

Yanlış olan başka bir konu da yine mükemmel gözükmek uğruna çocuklara uygulanan yanlış davranışlardır. Sürekli başkalarının yanında kendi çocuğunu eleştirmek, üstünü kirletti diye kızmak, aslında böyle değildir demek, sürekli yapma etme, sus diye uyarmak, sıkmak, baskı yapmak aslında yine çocuğu yetiştirmek ya da ona doğruyu göstermek değil, çevreye mükemmel bir çocuğa sahip olduğunu ispatlamaya çalışmaktır.

Derslerindeki eksiklikleri sürekli özel öğretmenlerle gidermeye çalışmak, kurstan kursa yollamak, yeteneğinin ne olduğunu doğru tespit etmeden, baleye, spora, müziğe, seramiğe, resim dersine götürmek de çocuğa yapılan en büyük yanlışlardandır. Bunun altında da yine annenin; çocuğunun ne kadar başarılı, ne kadar yetenekli, ne kadar mükemmel olduğunu göstermek çabası yatmaktadır.

Mükemmel çocuk yetiştirebilmek uğruna, zamanında uyusun, zamanında yesin diye, bir uzmana danışmadan verilen uyku ve beslenme eğitimleri, sürekli organikle beslemek, yemeğe zorlamak, hastalanmasın diye bağışıklığına zarar verecek düzeyde sürekli her yerini, her şeyini yıkamak, her çocuğun farklı olduğunu unutarak başkalarından görüp kazandırılmaya çalışılan davranış eğitimleri, yararlı olmayıp tam tersine fiziksel ve psikolojik olarak çocuğa zarar vermektedir.

Çocuğu en iyi anneleri tanır. Çevresindekiler değil. Başkalarına mükemmel görünebilmek, “bakın doğruları yapıyorum” diyebilmek uğruna, ya da mükemmel çocuk yetiştireceğim psikolojisiyle aslında size ve çocuğunuza uymayan başkalarının doğrularını, kendinizde ve çocuğunuzda uygulamayın.

Aslında mükemmel anne ve mükemmel çocuk diye bir şey yoktur. Böyle olma çabası sadece anneye ve çocuğa zarar verir. Hatalarımızla, yanlışlarımızla, bunlardan edindiğimiz tecrübeleri doğruluğa, güzelliğe çevirerek kendimizi ve çocuğumuzu sevmeyi öğrenmeliyiz.

İnsan ne kadar doğal olursa o kadar güzel çocuk yetiştirir. Bebeği ile zaman geçirmiş, ona doyasıya sevgisini, ilgisini, bağlılık ve güven duygusunu vermiş bir annenin, varsın evi dağınık olsun, saçı dağınık görünsün. Bütün bunların hiç bir önemi yoktur.

İyi ahlaklı, vicdanlı, çocuk olsun ama yaramaz olsun, derslerinde başarısız olsun. Bunun da bir önemi yoktur. Nasıl olsa çocuk büyüdükçe, ilgili ebeveynleri ile bu sorunlarını da çözecektir.

Geç yürüsün, geç uyusun, az yesin, tuvaletini illa 18 aylıkken söylemesin ama özgür olsun, kendine güveni olsun, ve en önemlisi sağlıklı olsun. Normal sağlığı yerinde, gelişimi doğal süreçte gelişen bir çocuk zaten zamanı gelince, yürüyecek, tuvaletini söylecek ve diğer rutinlerini gerçekleştirecektir.

Çocuklarımıza eğitim vermek, onlarla zaman geçirmek, kendimize zaman ayırmak, mutlu ve mükemmel hissetmek en doğal hakkımızdır, ama kendimizin ve çocuğun sınırlarını zorlamadan, abartmadan, başkalarının ne düşündüğünü çok da umursamadan, biraz da akışına ve çocuğun oluruna bırakarak, eğitimleri eğlenceli hale getirerek eğlenmek ve büyüdüklerini mutlulukla seyretmek, ona sahip olmanın keyfini sürmek en doğrusu olacaktır.

Nil Karabacak

D

D

 

 

  1. Re Notası
  2. Destra’nın (Sağ yan) kısa yazılışı.

Da Capo- Baştan, Başa dön işareti. (Da c. ya da D. C. )

Da Segn0- Müzik parçalarının tekrarlanacağını belirten terim.

Dactylion- Eski zamanlarda piyano çalanların parmaklarını güçlendirmek için kullandıkları bir alet.

Dans- Adımları ve bedeni belirli bir müziğin ritmine uydurarak yapılan hareketler.

Dechiffrage- Deşifre. Deşifraj. Notayı ilk görüşte çalmak, çözmek, okumak.

Declamando- Konuşmak ile şarkı söylemek arasında. Bestelenmemiş yapıtları okumak.

Decrescendo- Ses gücünün giderek hafifletilmesi. (decrec.)

Deficiento- Hafifçe ağırlaştırarak.

Delicato- İncelikle.

Delirando- Yanıp tutuşurcasına.

Derece- Seslerin diziliş sırası. Bir sesin önceki ya da sonraki sesle arasındaki ton farkı.

Des- Re Bemol.

Des-Dur- Re Bemol Majör.

Des- Moll- Re Bemol Minör.

Dessus- Dössü. Eskiden Soprano ve mezzo-soprano seslerine verilen ad.

Destra- Sağ, sağ yan.

Destra Mona- Sağ el

Detone-Detonner- Çalanın ya da seslendirenin yanlış tonlama yapıp, ton dışına çıkması.

Diatessaron- Dörtlü aralık. (ör. Do-Fa)

Diatonik- Notaların tam ya da yarım ton farkla sıralanması.

Diese – (Diyez)

Dilettante- Müzik sever. Müzikle zevk için uğraşan, amatör.

Diluendo- Uzatarak.

Diminuendo- Sesin giderek gücünü azaltması. Kısa Yazılışı- dim. (Decrescendo) ile aynı anlamdadır.

Dis- Re diyez. Disis- Re Çift Diyez.

Discantus- 1) Birden çok ses için yazılmış eserlerde en ince parti. 2) Soprano sese verilen isimlerinden biri.

Discordance- Diskordans. Sesler arasındaki uyuşmazlık, yanlışlar.

Discorder- Diskorde. Akoru bilerek bozmak.

Disinvolto- Rahatça, kolay, atak.

Disperato- Umutsuz.

Dissonance- Disonans. Armoni kurallarına göre olmayan. Uyumsuz notaların birleşimi.

Divisi- orkestra müziğinde, aynı çalgılar için yazılmış partisyonların parçalara ayrılması.

Divotamente- Dinsel üslupta. Divoto.

Diyapazon- 1) Bir ses dizisindeki belirli bir sesin oransal yüksekliği. 2) U biçimde çelik, akort aleti.

Diyez- Bir notanın yarım kromatik ses inceleceğini gösteren işaret.

D-Moll- Re minör.

Dogliosamente- Hüzünlü, dertli, kederli.

Dolap- Bir müzik yapıtında tekrarlanan bir bölümün ikinci tekrarında çalınmayacağını belirten işaret.

Dolce- Tatlılıkla.

Dolente- Keder, acı veren.

Dolore- Üzüntü.

Dominant- Müzik dizisinde toniğin beşinci derecesi.

Dörtlü- Kuartet. Değişik dört çalgı ya da ses için yazılmış müzik.

Dur- Majör.

Düet- İkili. 1) İki çalgı ya da iki ses için yazılmış müzik yapıtı. 2) Bu yapıtı yorumlayan ikili.

Düzenleme- Aranjman. Belirli sesler, çalgılar ya da topluluklar için yazılmış bir eserin, başka seslere, çalgılara uyarlanması. Eserde yapılan düzenlemeler, değişiklikler.

 

*

 

A

A

  1. "La" sesi
  2.  Perde değiştiren (transpoze) çalgıların üzerindeki işaret.
  3.  ALTO' nun kısa yazılışı.

Abbassamento Di Mano - Piyano gibi tuşlu çalgıların "Çapraz El" ile (ör. sağ elin, sol elin üzerinden atlayarak) çalınacağını belirten işaret. Kısa Yazılışı: abb.

Abbassamento Di Voce  - Şan' da, sesi alçaltarak.

Abbassando - Sesi alçaltarak, kısarak.

Abdal - Gezginci davulcu.

Abréviations ( Abreviasyon) - Kısaltma. 1-) Tekrarlanan notaların veya sözcüklerin kısa yazılışı. ör. Forte "f" 2-) Nota yazımında, birbirinin aynı olan notaları tekrarlamak amacıyla yapılan kısaltma.

Absolute  - Yalın müzik.

Abstossen - (Staccatto) - Notaları tek tek belirgin çalmak.

A Cappella - 1-) Çalgı eşliği olmadan, sadece ses için yazılmış müzik, 2-) Kilise Müziği

Accarezzevole - Okşayıcı biçimde.

Acceleranda - Hızlandırarak.

Acceleratamente - Hızlı olarak.

Accelerare - Hızlandır.

Accelerato - Hızlandırılmış.

Accent - Aksan/ Vurgu

Accentato - Etkili, Vurgulu, Belirgin biçimde.

Acciaccato - Kabaca, sertçe

Accord - Akor

Acem - Türk Müziği Makamlarından biri. 2-) Türk Müziğinde ince Fa notasına verilen isim.

Adagietto - Adagio'dan biraz daha yavaş tempo.

Adagio - 1-) Andante'den daha yavaş, Largo'dan daha hızlı bir tempo. 2-) Senfoni ya da sonat  gibi yapıtların ağır bölümü. (2.bölüm)

Adagississimo - Adagio'dan daha yavaş tempo.

Adaptation - Uyarlama.

Addolcendo- Git gide yumuşatarak.

Addolorato- Hüzünlü, Kederli.

Adirato- Çok Öfkeli.

Ad Libitum- Belirli bir tempoya bağlı olmadan serbest çalmak.

A-Dur - La Majör.

Affettato- Heyecanla (affetti)

Affetto - Aşırı istek, tutkulu

Affettuoso- Sevgi dolu.

Affrettando- Coşkulu bir biçimde hızlandırarak.

Agevole- Hafif, kolay, rahat bir canlılıkla.

Aggradevole- Hoş,Zevkli.

Agitato- Heyecanlı, hareketli.

Aigu- Yüksek, tiz, ince sesler.

Akor- İki ya da daha çok sesin birbiriyle uyumlu şekilde aynı anda seslendirilmesi veya çalınması. Seslerin birleşmesi armanoniyi sağlar.

Akort- Bir çalgıyı doğru ses vermesi için ayarlama. Müzik aygıtlarının seslerini düzenlemek.

Al Fine- Sonuna kadar.

Allargando- Git gide yavaşlayarak. RİTARDANTO ile aynı anlamdadır. Hız Yavaşlar fakat sesin gürlüğü artar.

ALLEGRAMENTE- Coşkulu, parlak, fakat ölçülü akıcılıkta.

ALLEGRETTO- Çabukça, Allegro ile Andante arası bir hız.

ALLEGREZZA- Coşkulu.

ALLEGRİSSİMO- Allegro'dan daha canlı, coşkulu.

ALLEGRO- 1) Hızlı, Çabuk, Coşkulu 2) Konçerto, Sonat, Opera gibi eserlerin hızlı bölümü.

ALLEİN- Solo olarak.

ALLELUİA- Dinsel törenlerde söylenen İlahiler. (Allah'a Şükür)

ALLEMANDA- Alman köylülerinin ulusal dansı.

ALLENTADO- Yavaşlayış.

ALMACHLİCH- Yavaş, yavaş.

AL SOLİTO- Her zaman ki gibi, alışılmış şekilde.

ALTERATİON(Alterasyon)- Alterasyon=Değişim, Diyez, Bemol, Bekar, Çift bemol ve Çift diyez birer Alterasyon'dur.

ALTERNATİVO- Bir parçada, yinelenen bölümlerin nöbetleşe çalınacağını belirtir.

ALTILAMA- İkili bölünmeye göre yazılmış bir müzik parçasının geçici olarak, altı eşit parçaya bölünmesi. Bir BAĞ işareti ile notaların altılamayı oluşturduğu belirtilir ve notaların arasına 6 rakamı yazılır.

ALTMIŞDÖRTLÜK- Birlik notanın altmışdörtte birini oluşturan nota değeri.

Alto- Alçak gruptan kadın sesi. 2) Dört sesli korolarda 2. ve yüksek bölüm. 3) keman ailesinden ikinci saz viyolaya ve büğlü ile bariton arası sakshorn üflemeli çalgılara verilen ad. 

Allra Volta- Yeniden.

Amabile- Sevimli.

Amarevole- Kederli, acılı.

Ambitus- 1) Bir ezginin en kalın perdesi ile en ince perdesi arasındaki iniş, çıkışlar. 2) Makamın dışına çıkmadan, bir ezginin içinde dolaşılan alan. 

A-Moll- La minör.

Amorevole- Okşayıcı, tatlı.

Amoroso- Sevgiyle.

Anahtar- Porte çizgilerinin hangi sese ait olduğunu gösteren işaretler. Yazıldığı çizgiye kendi adının verir. Üç çeşit anahtar vardır. Sol, Fa ve Do anahtarı. 

Anakrus- Bir parçanın başında ölçü dışı kalmış nota. Eksik ölçü ya da açış ölçüsü de denir. 

Anarmoni- İsimleri farklı sesleri aynı notalar. Sesdeş. (ör. Do Diyez- Re Bemol)

Ancora-  Tekrar, yeniden, Bir daha. 

Andace- Atak.

Andamente- Sessizce.

Andante- Orta Hızda. Ölçülü bir yavaşlıkta. 

Andantemente- Andanteye benzer.

Andantino- 1) Andante'den biraz daha hızlı. 2)  Kısa Andante parçası.

Andantino Espressivo- Andantino'dan daha yavaş.

Anglaise- Anglez- 2/4, 3/4 ve 3/8 lik yazılan coşkulu, hareketli halk dansı. 

Angoscioso- Kederli, Hüzünlü.

Anima- Ruhsal. Duygusal.

Animato- Taze, diri, canlı. 

Antional- Aykırı tonda.

Apiacere- İstendiği gibi. 

Appasioanta- Beethoven' ın op. 57 Appasionata Sonatı 'nın başlığı iken, hırs ve istekle anlamına gelen müzik terimlerinin arasına girmiştir. 

Appenato- Yaslı, üzgün.

Appoggiatür- Çarpma notası. Asıl notadan küçük şekilde belirtilir. Kısaca çalınıp asıl notaya geçilir. 

Arabesk- 1) batı Müziği'nde Rondo'yu anımsatan, süsleme türü. Biçim olarak Arap müziği ile alakası yoktur. 2)  1970'li yıllarda Türk Müziği' nde başlayan akım.

Aralık- 1)Portenin beş çizgi arasında kalan 4 boşluk. 2) İki nota arasındaki ses farkı. (ör. Do-mi üçlü aralık, Do-fa dörtlü aralık)

Aranjman- Düzenleme.

Ardito- Canlı, hareketli, çalışkan.

Arietta- Kısa küçük arya. 

Arioso- Belirli tempoda konuşur gibi söylenen opera parçaları. 

Armoni- Sesler arasındaki uyum . Üç ya da daha çok sesin bir araya gelişiyle oluşan melodik yapı. 2) Üflemeli ve vurmalı çalgılardan oluşan gruplar.

Armoni Mızıkası- Senfoni orkestrası büyüklüğündeki bando. 

Armonium- Körükle sağlanan havayla çalışan piyano büyüklüğünde org.

Armonize- Seslerin birbiriyle uyumlarının sağlanışı.

Arpej- Notaların birbiri ardına belirli aralıklarla çalınması. (ör. Do-mi-sol-do)

Arrangement- Aranjman- Bir parçanın anlam ve ana temasını içeriğini değiştirmeden yeniden düzenlenmesi. Uyarlama.

Arya- Tek ses için bestelenmiş, orkestra eşliğinde söylenen parça. Bazı bestecilerin sözsüz eserleri de vardır. (Bach'ın keman için Ariası)

Assai- çok fazla.

Atempo- Bir eserin içinde değişen temponun tekrar eski , ana temposuna dönülmesi.

Atonal- Ton'un belirgin olmayışı. 

Attaco- Atak. Bir eserin başlama hareketi, bölümler arası hızlı geçiş. 

Auhang- Koda, bitiş.

Ausdruck- Anlatım. 

Ausweichung- Ton değiştirme.

*