Etiket arşivi: özel ders

Özel Piyano Dersi Hakkında Genel Bilgiler

Özel Piyano Dersimiz Hakkındaki Genel Bilgiler, en sık sorulan sorular üzerinden soru-cevap şeklinde belirtildi.

1- DERSLER NEREDE VERİLİYOR?

Dersler isteğe göre öğretmenin evinde veya öğrencinin evinde verilebilir. Öğrencinin evinde ders alınabilmesi için öğrencinin evinde piyanosu olması gereklidir.

2-DERS FİYATLARI NEDİR?

Ders fiyatları saat başına ücretlendirilmektedir. İsteğe göre her ders başında veya dört ders parası peşin verilebilmektedir. Fiyat için lütfen piyanoiletisim@gmail.com 'a mail atınız.

3-DERSLER HANGİ SEMTLERDE VERİLİYOR?

Öğretmenin evinde ders alındığında yalnızca YEŞİLKÖY'de ders verilmektedir. Eğer öğrencinin kendi evinde ders alınacaksa yalnızca Avrupa Yakasında ve uygun semtlerde verilebilmektedir.

4- PİYANO DERSİNE KAÇ YAŞINDA BAŞLANILMAKTADIR?

Piyano derslerine 5 yaşından itibaren başlanılabilir. Ama Piyano öğrenmenin yaşı yoktur, Kaç yaşında olursanız olun İsteyen herkes piyano öğrenebilir.

5-EVDE PİYANOMUZ YOK. ÇOCUĞUM YA DA BEN PİYANO ÖĞRENEBİLİR MİYİM?

Piyano almadan da ders alanlar ve ilerleyenler var. Fakat unutulmamalıdır ki bu geçici bir süre idare edebilir. Seviye ilerledikçe derslerde git gide zorlanmalar yaşanır. Haftada bir gün bir saatle yavaş öğrenilir, ilerleme çok yavaş olur. Öğrenci kendi evinde çalışarak kendini ilerletebilir.

6- DERSLER BİREBİR Mİ?

Derslerimiz birebir özel olarak 1 saat boyunca yapılır. Bazı durumlarda , ÖRNEĞİN ; ikiz kardeş ya da iki kardeş ya da iki yakın arkadaş durumlarında beraber ders alınabilir. Ücretlendirme de ona göre yapılmaktadır.



7-HAFTADA BİR GÜN BİR SAAT YETERLİ MİDİR?

Bir saat boyunca öğretmen öğrenciye yapacaklarını, hatalarını, ödevlerini gösterip gereken çalışmaları yapar. Öğrenci bir dahaki derse kadar kendi kendine öğretmenin dediklerini unutmadan uygular ve disiplinli çalışır.

8-UZUN ZAMANDIR DERS ALIYORUM YA DA ALDIRIYORUM AMA YETERİ KADAR İLERLEYEMEDİK, NEDEN?

Öncelikle kendinizin ya da çocuğunuz yetenek durumuna bakılmalıdır. Maalesef yeteri kadar yeteneği olmadığı halde sadece para kazanmak uğruna hala derse devam ettiren öğretmenler var. Ya da tam tersi veliler ısrarla çocuğun yeteri kadar kabiliyeti olmadığı halde derse devam ettiriyorlar.

Daha sonra öğretmene bakılmalıdır. Yeteri kadar eğitimi olmayabilir. Ya da öğretme kabiliyeti olmayabilir. Çok guzel çalan iyi eğitim görmüş bazı öğretmenler maalesef öğrenciyle doğru düzgün iletişime geçemeyebiliyor.

Hamamizade İsmail DEDE EFENDİ (1778-1846)

Hamamizade İsmail DEDE EFENDİ (1778-1846)


Hamamizade İsmail Dede Efendi, 09 Ocak 1778‘de İstanbul’da doğdu. Babası Süleyman Ağa, Manastır’dan gelerek İstanbul’a yerleşmişti. Önce Şehzadebaşı’ndaki Acemoğlu Hamamı’nı, sonra da onu satarak Altımermer’de aldığı Çavuş Hamamı’nı çalıştırmıştı. Besteci bu nedenle “Hamamizade” takma adıyla anılır.

Dede Efendi, daha sekiz yaşındayken, okulda söylediği ilahilerle dikkati çekti. O zamanlar Şişko diye anılan Uncu Mehmet Efendi, müziğe ilgili kişiliği ile saz ve söz’de yetenekli kişileri korumayı çok severdi, ve küçük İsmail de dikkatini çekti ve Onunla ilgilendi. Oğlu ile aynı okulda İsmail’e baba sevgisi ile yaklaştı ve bağlandı. İlk müzik derslerini kendisi verdi, yetişmesi için çaba gösterdi.

On dört yaşında Yenikapı Mevlevihanesi’ne alınan sanatçı, dergahın Şeyhi, Ali Nutki Dede Efendi‘den dinsel müzik öğrendi. 1797’de “derviş” olmasına karar verildi. 1001 günlük çile döneminde yaptığı bestelerle, ünü Osmanlı Sarayı’na kadar ulaştı. “Zülfündedir benim bahtı siyahım” şarkısını Padişah III. Selim çok beğenmiş ve ödüllendirmişti.

Çile dönemini 1800’de tamamladı ve “dede” unvanını aldı. Yine III.Selim’in isteği ile sarayın Başmüezzinliğine getirildi. III. Selim’in öldürülüp yerine II. Mahmut’un geçmesiyle saraydaki göevinden uzak kaldı ama işler yoluna girmeye başladığında II. Mahmut Dede Efendi’yi saraydaki görevine geri çağırdı.

Aynı yıllarda Enderun‘da (Saray Okulu) Besteci Şakir Ağa’da görev yaptığından iki besteci arasında tatlı bir rekabet oluşmuştu. Padişaha hoş görünme isteğinden kaynaklanan bu çekişme sayesinde ortaya Klasik Türk Müziği’nin en güzel örnekleri çıktı.

26 Kasım 18846′da Hacı olmak için gittiği Mekke’de, koleraya yakalanarak hayatını kaybetti.

Şarkı, murabba, kar, semai, nakış, ağır semai ve ayini şerif olmak üzere, 150’ye yakın hemen her makam ve usuldeki besteleri, günümüzde de bütün tazeliğini korumakta, Türk Müziği’nin klasikleri olarak sayılmaktadır.

Şarkıları;

Sevdi gönlüm bir dilberi; Üftadenim ey bi vefa; Yine bir gülnihal, Sana layık mı ey gül ten; Küçücükken bir yar sevdim ezeli; Guş eyle gel bülbülleri; Nice bir aşkınla feryad edeyim; Aşık olalı sen yare gönül; Baharın zamanı geldi; Seyri gülşen edelim ey şivekar; Mah yüzüne aşıkım; Ey gonce dehen ahı seyreden hazer eyle; Ben müptela oldum sana; Ben seni sevdim seveli kaynayıp coştum;

Karları;

Gözümde daim hayali canan; Aşkı tüm nihali hayret amed; Suri şahi eyledi alamı tay; Ruyi tü camı tarab gülgun bad; Kasrı Cennet havzı, Kevser abı hay …

Ayinleri;

Saba mevlevi ayini; Neva mevlevi ayini; Bestenigar Mevlevi ayini; Saba Ayin-i Şerif; Ferahfeza Ayin-i Şerif


Wolfgang Amadeus MOZART

Wolfgang Amadeus MOZART (1756-1791)


Wolfgang Amadeus MOZART (Gerçekte Johann Chrysostomus Wolfgangus Theophilus)

Mozart sayısız uzmanların yaptığı araştırmalara rağmen bugün bile gizemini koruyan bir mucize olarak kabul edilir.

Avusturyalı besteci Amadeus MOZART, 27 Ocak 1756‘da Salzburg‘da doğdu. Mozart’ın babası da bir müzisyendi. Leopold Mozart, keman çalan bir besteciydi.

Mozart çocuk yaşta ünlü olan tek müzikçiydi. Henüz 4 yaşındayken klavsen çalmaya başladı. Daha 5 yaşındayken kendisinin seslendirdiği babasının notaya aldığı besteleri vardı. (menuetler K. 1,2,3,4,5, Sol Major) 6 yaşından 10 yaşına kadar çıktığı konserler gezisinde saraylarda ve sanat çevrelerinde “Tanrı vergisi bir HARİKA” olarak alkışlandı.

1766-1768 yılları arasında Salzburg’da öğrenim gördü. Haydn ve Eberlin örnek aldığı bestecilerdendi. İlk operası Bastien und Bastienne Viyana’da 1768’de Viyana’da sahnelendi.

1769’da La Finta Semplice adlı operası Salzburg’da oynandı. O yıl yani daha 13 yaşındayken Salzburg Piskoposluk Sarayında BİRİNCİ KEMANCILIĞA getirildi.

1769-1771 yıllarında İtalya gezisine çıktı. İtalyan opresanı ve müziğini yakından tanıma fırsatı buldu. Burada sanat çevrelerini de tanıdı ve Milano’da operaları sahnelendi. (Mitridate Re di Ponto / Ascanio in Alba)

1777’ye kadar Salzburg Sarayındaki görevi sırasında ilk büyük Piyano sonatlarını, keman konçertolarını, senfoniler, dinsel parçalar, danslar , orkestralar için konçertolar gibi bir çok besteler yaptı.

1781’de Viyana’ya yerleşti. Figaro’nun Düğünü, Don Juan, Cosi Fan Tutte burada yaptığı ilk bestelerdendir. Geçimini sağlamak için gece gündüz çalışması gerekiyordu ve bu yüzden az bir ücret ödenmesine rağmen Viyana krallık sarayının oda besteciliğini kabul etti. 3 ayda 3 senfoni besteledi.

1789 Yazında 2.Joseph , Cosi Fan Tutte Operasını ısmarladı. Yılın son aylarında tamamlanan eserin ilk seslendirilişi 26 Ocak 1790’da yapıldı. 1790 Şubatında 2.Joseph öldü. Yerine geçen Leopold müziğe ilgi duymuyordu. Kutlamalar dolayısıyla yapılan eser siparişlerinde kimsenin aklına Mozart gelmedi.

1791’de aristokrat ve mason olan müzik aşığı Kont Franz von Walsegg, Mozart’a kimiliğini açıklamayan bir yabancı gönderdi. Bu yabancı Mozart’tan bir requiem bestelemesini istedi. Walsegg Requiem’i kendi adına yayımlamak istiyordu. Bu olay Mozart’ı çok sarstı. Sanki kendi ölüm ilahisini yazıyor gibi bir hisse kapıldı. 3 hafta süren ateşli bir hastalıktan sonra 5 Aralık 1791 yılında henüz 35 yaşında gözlerini dünyaya yumdu. Mozart son ana kadar Requiem’i  sayıkladı.

Gömülüşü 8 Aralıkta berbat bir havada oldu. Büyük bestecinin cenazesine gelen birkaç dostu, yağmurla karışık kar fırtınası şiddetlenince, birer ikişer dağıldılar. Mezarlığa kadar kimse kalmamıştı. Cenazesi, fakirlere mahsus ortak bir çukura kondu.

Kısacık hayatına 600’den fazla beste sığdırmayı başarmıştır.

Mozart’ın eserlerini tek tek saymak olanaksızdır. Operalarının yanında şeref yerini çok sayıda senfonileri alır. Özellikle Mi bemol majör, sol minör ve Do Majör senfonileri …